Pages

31 Mayıs 2008 Cumartesi

Doğum Kontrol Hapları

Kilo aldırır...

Doğum kontrol haplarının içinde bulunan progesteron türevi maddeler vücutta su tutulmasına neden olabilirler. Bu etki kişiden kişiye değişmekle beraber, biriken madde "su" olduğundan, kalıcı bir kilo değişikliği yapması beklenen bir yan etki değildir. Yine haplar beyinde açlık merkezine etki ederek iştah artışına neden olabilirler. Bu etki de kişiden kişiye değişmekle beraber günümüzde kullanılan düşük dozlu (yani 35 mikrogram ve daha düşük miktarlarda östrojen içeren) hapların anlamlı bir iştah artışına ve buna bağlı olarak gıda alımının artması sonucu kilo artışına neden olmaları beklenmez.

Haplardan kaçınmanızın tek nedeni kilo almaktan korkmanız ise doktorunuza bu durumu bildirin. Belki de bu durumda en iyi çözüm hapları 4 ay boyunca kullanmak ve 4. ay sonunda sonucu değerlendirmektir. Bu süre sonunda hapların sizde kilo aldırıcı etkisi olup olmadığı ortaya çıkacaktır. Sonuca göre haplara devam edebilir veya diğer yöntemlere geçiş yapabilirsiniz.

Tüylenme yapar...

Günümüzde kullanılan doğum kontrol haplarının içeriğinde yer alan progesteron türevli ilaçların testosteron ("erkeklik hormonu") benzeri etki yapması muhtemel olmakla beraber, hapların yapımında en az testosteron etkisi bulunan progesteron türevi ilaçlar kullanılır. Bu yüzden günümüzde kullanılan hapların tüylenmeyi artırması beklenmez. Aksine tüylenme tedavisinde doğum kontrol hapları birinci basamak tedavi olarak uzun zamandan beri kullanılmaktadırlar.

Kısırlığa neden olur...

Haplar bırakıldıktan sonra hapların sağladığı kan hormon seviyeleri kısa zamanda azalır ve günler içinde hap almadan önceki seviyelerine geri döner.

Hapların kalıcı hormon bozukluğu yaptıklarına dair hiçbir bilimsel veri yoktur ve teorik olarak da mümkün görünmemektedir.

Kişisel farklılıklara bağlı olarak yumurtlamanın (yani gebe kalabilirliğin) geri dönüşü bir-iki ay gecikebilir, bu süreden daha fazla bir gecikme oldukça ender görülen bir durumdur.

Özetle söylemek gerekirse bir kadın doğum kontrol hapı kullanımına başlarken gebe kalabilme açısından neredeyse, yani gebe kalabilirliği ne düzeydeyse, hapı bıraktıktan sonra bu özelliğine geri dönecektir. Dikkat edilmesi gereken nokta kadının doğum kontrol hapını kullanma süresidir. Örnek olarak 30 yaşında hap kullanmaya başlamış bir kadın kullanıma 5 yıl sonra son verdiğinde gebe kalabilirliği azalmış oacaktır. Bu azalmanın nedeni 5 yıl boyunca hap kullanması değil, gebe kalabilirlikte yaşa bağlı olarak doğal olarak görülen azalma eğilimidir.

Kanser yapar...

Elimizdeki veriler doğum kontrol hapı kullanımının rahim ve yumurtalık kanseri ortaya çıkma riskini azalttığını göstermektedir. Meme kanseri konusunda veriler çelişmekle beraber, haplar muhtemelen 5 senelik kullanımda bu kanser türünün ortaya çıkma riski üzerinde etkisizdirler. Daha uzun süreli kullanımda hapların meme kanseri riskini artırdığına dair bulgular mevcut olmakla beraber kesin bir bilgi yoktur.

Rahimağzı kanseri üzerinde hapların bir etkisi olmasının beklenmemesiyle beraber, hap kullanan kadınlarda rahimağzı kanserlerinin öncüleri daha sık yakalanmaktadır. Bunun nedeni muhtemelen hap kullanan kadınların yıllık jinekolojik muayenelerini aksatmamaları ve rahimağzı kanseri öncüsü lezyonların papsmear kanser tarama testiyle henüz belirti vermeyen bir aşamada saptanabilir olmasıdır.

Her gün aynı saatte alınmalıdır, unutulursa gebe kalınır...

Hapları almak için hatırlamanız gereken yanlızca şudur: Günde bir kez ve günün aynı zaman diliminde (tercihinize göre sabah, öğlen veya akşam). Bir günden diğerine üç dört saatlik bir farklılığın hiçbir olumsuz etkisi yoktur.

Bir gün hap almayı unutursanız, ertesi gün iki tane birden aldığınızda hapların koruyuculuğunda bir azalma olmaz. Bunu alışkanlık haline getirmediğiniz sürece her adet döngüsünde ilacı bir veya iki kez unutmanızın hapların koruyuculuğu üzerinde olumsuz bir etkisi olmaz.

Rahim İçi Araç (Spiral)

Koruyuculuğu düşüktür...

Spiral koruyuculuğu oldukça yüksek bir yöntemdir, ancak her yöntemde olduğu gibi spiral kullanımı esnasında da gebe kalma riski vardır.

Sizin yakınlarınızdan veya arkadaşlarınızdan "spiralle gebe kaldı" ifadesini nispeten sık duymanızın nedeni spiralin toplumda oldukça sık kullanılan bir yöntem olması ve insanlarda "hayret yaratan bu durumun" dilden dile hızlı bir şekilde aktarılmasıdır. Hormonlu spirallerin gebelikten koruyucu etkileri son derece yüksektir.

Doğum yapmamış kadınlara takılamaz...

Spiral ilk icad edildiği yıllarda gerçekten de spiral şeklinde olan, oldukça kalın bir alet idi ve takması ve çıkarması son derece zordu. Özellikle daha önceden doğum yapmamış olan kadınların rahimağızları daha sıkı ve sert olduğundan bu durumlarda RİA takılması son derece zordu.

Günümüzde halen spiral kelimesi kullanılsa da artık RİA'lar son derece incelmiş olup kolay bir şekilde takılıp çıkartılabilmektedir.

Diğer yöntemler gözden geçirildikten sonra etkili başka bir yöntem bulunamadığında daha önceden doğum yapmamış olan kadınlara da spiral takılabilir.

Mutlaka adet kanaması döneminde takılmalıdır...

Spiralin adet kanaması döneminde takılmasının tercih edilme nedeni adet görmenin bir anlamda gebe olunmadığının bir göstergesi olarak kabul edilmesidir.

Yine adet görme esnasında rahimağzı hafifçe açılmış olduğundan takılması da daha kolay olmaktadır.

Kadının gebe olmadığından emin olunduğunda, spiral herhangi bir günde takılabilir.

Tüplerin Bağlanması

Adetleri düzensizleştirir...

Bu konuda bazı çalışmalar yapılmış olup, çalışmaların büyük kısmında tüplerin bağlanması sonrasında adet düzensizliği sıklığında bir artış görülmemiştir. Bu yüzden de çalışmaların çoğunluğunun gösterdiği sonucu kabul etmek daha bilimsel gözükmektedir.

Kolaylıkla geriye döndürülebilir...

Tüpler bağlandıktan sonra geriye döndürmek için yapılan ameliyatların başarı şansı oldukça düşüktür.

Menopoza sokar...

Tüplerin bağlanmasıyla menopoza girme arasında bilinen bir ilişki yoktur. Tüplerin bağlanması sonrasında yumurtalıklardan hormon salgılanmaya devam etmektedir.

Takvim Yöntemi

Adet kanaması devam ederken gebe kalınmaz...

Üreme çağında olan bir kadın, teorik olarak adet döngüsünün her gününde gebe kalabilir. Kadının gebelik oluşumu açısından en elverişli günleri yumurtlamanın olduğu gün ve bundan önceki üç gündür. Spermler üç gün boyunca genital kanalda bekleyebilir ve yumurtlama sonrası ilk 12-24 saatte döllenmesi gereken yumurta hücresine ulaşıp onu dölleyerek gebeliği başlatabilirler.

Spermlerin üç günden daha fazla, 7 güne kadar yaşayabileceği bilinmektedir. Bu durumda örnek olarak adet kanaması devam ederken girilen bir ilişkide genital kanala giren spermler, adet döngüleri kısa olan (yani yumurtlaması döngünün 14. gününden önce olan ve böylece bir adet kanamasının ilk gününden diğer adet kanamasının ilk gününe geçen süre 28 günden kısa olan) bir kadında veya adet döngüsü 28 gün olmasına karşın yalnızca o aya özgü olarak tesadüfen daha kısa sürmüş bir kadında yumurta hücresini bulup gebeliği başlatabilirler.

Takvim yönteminin nispeten başarısız bir yöntem olmasının nedeni kadında ne zaman yumurtlama olacağının %100 doğrulukla tahmin edilememesidir.

Dışa Boşalma

Bu yöntemi kullanırken sıklıkla yapılan hata, spermlerin yalnızca ejakulasyon sıvısında (yani meni sıvısında) bulunduğunun sanılmasıdır. Halbuki ejakülasyon öncesi dönemde penisten dışarı salınan az miktardaki şeffaf ve kaygan sıvıda da spermler az miktarda da olsa bulunmaktadırlar. Bazı durumlarda bu az sayıda spermler bile gebeliği başlatmak için yeterli olabilmektedir.

Gerçek birleşme olmadan gebe kalınmaz...

Gerçek bir birleşme olmaksızın da gebe kalmak mümkündür. Bu, oldukça düşük bir ihtimal olmasına karşın, özellikle vajinanın giriş kısmına yakın olan boşalmada, spermler ejakulasyon esnasında penisten belli bir hızla dışarı "fışkırma tarzı" atıldıklarından spermlerin bir kısmının vajinaya girmesi ve buradan genital kanalın içine doğru ilerleyerek gebeliği başlatması mümkündür.

27 Mayıs 2008 Salı

Doğum sonrası Jimnastik

Bu forma girme programı sadece anneler ve yenidoğan bebekleri için. Bu program sayesinde hem siz doğumdan önceki formunuza kavuşacaksınız, hem de bebeğiniz sizinle girdiği bu yakın ilişkiden ötürü mutlu olacak; algısı ve vücudu daha kolay gelişecek.

Doğumunuzdan sonra jimnastik yapmak istiyorsanız, bunu yapmak için temizliği bitirmeyi, küçüğün mamasını hazırlayıp, onu yedirip, yatırmayı beklemenize gerek yok. Bunu beklerseniz, hiçbir zaman uygun zamanı gelmez. Gelse bile siz yorgunluktan kolunuzu kaldıramayacak halde olursunuz. Beklemek yerine, zamanı iyi şekilde değerlendirin ve sevgili bebeğinizle birlikte jimnastik yapmanın tadına varın.

Bu egzersizler sadece anneler ve küçük bebekleri için geçerli. Dokuz aylık hamilelik süresinden sonra, yıpranan ve hareketsiz kalan bütün vücudunuz bu egzersizler sayesinde yeniden çalışmaya başlar. Siz karnınızı sıkılaştırırken ve sırtınızı güçlendirirken, bebeğiniz de hem görsel, hem de bedensel algılamasını geliştirecek. Kollarını ve bacaklarını hareket ettirirken aynı zamanda gözleriyle de sizi izleyecektir. Böylece onunla sadece ona özel, çok yakın bir ilişkiniz olacak. Sonuçta, hem yararlı, hem de harika zaman geçireceksiniz. Üstelik hem oyun ilişkileriniz derinleşecek, hem de bebeğiniz kolaylıkla, dengesini bulacak, kasları gelişecek. Bu programı birçok ay boyunca sürdürürseniz, bebeğinizin sportif yönünün gelişmesine de çok yardımcı olursunuz.

26 Mayıs 2008 Pazartesi

Koruyucu Tıbbi hizmetler

Koruyucu Tıbbi hizmetler, aile planlaması,seksüel alışkanlıklar, zührevi hastalıklar, sigara alkol uyuşturucu kullanımı, diyet ve fiziksel egzersizleri'de içeren sağlıkla ilgili çok çeşitli davranışlar ve risklerleri için tarama ve danışmanlık hizmetlerini kapsar.

Vajinismus ( Kadınlarda İlişkiye Girememe )

( VAJİNİSMUS ,VAJİNİSMUS TEDAVİSİ, VAJİNİSMUS NEDİR, VAJİNİSMUS LA YAŞAM, VAJİNİSMUS VE KALITSALLIK, VAJİNİSMUSTA HİPNOZ, VAJİNİSMUSTA SON ÇARELER, VAJİNİSMUS VE GEBELİK, GEBE KALMAK VE VAJİNİSMUS , VAJİNİSMUS VE KÜRTAJ, VAJİNİSMUS KLİNİĞİ, VAJİNİSMUZ DA HİPNOTERAPİ )

Cinsel birleşme sırasında kadında vajen kaslarının istemsiz kasılarak cinsel birleşme olanağına kendini kapatması durumudur.Kasların kasılmasının önüne geçilememektedir. Vajinismusu genel olarak tanımladığımız zaman fiziksel bir engel olmamasına (Anatomik olarak normal) rağmen kadının korku, kaygı ve endişelerinden dolayı cinsel ilişkiye izin vermemesi, verememesi olarak tanımlanmaktadır. Vajina (kadın cinsel organı) ilişki sırasında penisin büyüklüğü yada küçüklüğüne göre kendini hazırlar. Cinsel birleşmenin durumuna bağlı olarak dışa en yakın kısmı oldukça gevşeyebilir. Bazende vajinal giriş öyle gergin ve sert bir hale gelir ki penisin buraya yaptığı baskı kadında gerçekten ağrı ve acı yaratabileceği gibi, yeni tanımlanan ve korkuyla eşleşen, zarar görmeyle eşleşen bir duygu olduğu için ağrı ve,veya acı olarak algılanır ve bunun tarifini yapamaz.

Korku ve kaygı ile kadın erkeği ve erkeğin penisini vajen bölgesine yanaştırmazken, bazıları ise yanlızca vajen girişinde bu hisleri yaşarlar.Başlangıçta herşey çok güzel başlar ,güzel bir öpüşme ve sevişmeden sonra vajinal ilişkiye sıra geldiği zaman kurt kapanı gibi bacaklarını kasar ve erkeği iter.Bu olaylar karşısında erkek ne yapacağını bilmezken kadında korku ve mahçubiyet hakimdir.

Vajinismusun oluş nedenleri kişilere göre farklılık gösterir.

Benim vajinam çok küçük olabilir veya çok dar bu yüzden ilişkiye giremiyorum diye bir kavram genelde yoktur ,çünkü vajina esnektir ve doğumda bir çocuğun başını çıkaracak kadar genişleyebilir (ki bu yaklaşık 10 kat genişlemedir).Bebeğin başının geçe bileceği yerden bir penisin geçmesi çok normaldir aslında ama işin aslı öyle değil. Korku ile kadının vücudunda ve vajen bölgesinde kasılmalar ve kilitlenmeler oluşur.Bu kasılmalar kadının kontrolü dışında oluşur. Vajinanın girişindeki kasların kasılmasının yanında tüm vücutta bir kasılma , endişe, korku ve panik hali olur, ve kadın bacaklarını sıkıca kapatır.Biz bunu kurt kapanı benzetmesi yapıyoruz.

Vajinusmuslu kadınların bazıları ise kızlık zarlarının çok kalın olduğuna ve bu yüzden ilişkiye giremediklerine inanırlar ve de eşlerini de inandırırlar, sorunun kızlık zarının ortadan kalkmasıyla çözüleceğine inanan çift bir kadın doğum uzmanına giderek ve anestezi ile bayıltılarak kızlık zarlarını ameliyatla açtırırlar, ama bu da çözüm getirmez ve bunun da işe yaramadığını gören çift iyice umutsuzluğa, karamsarlığa kapılıp ilişkilerini yıpratmaya ve birbirlerini suçlamaya başlarlar.Aslında gerçek vajinusmusta bunun yeri yoktur.

Vajinusmus sorunu olan kadınların büyük çoğunluğu doktora muayene olamaz, tıpkı ilişkide olduğu gibi panik ve korkuya kapılır, bacaklarını kapatır ve ağlama krizine girerler.Genellikle en son bize gelirler.Bizden önce mahallenin ebesine,normal bir kadın doğum uzmanına,daha sonra psikologa vs. Bunların hepsi hastada ve eşinde maddi manevi yıpranmalara yolaçar.Oysaki bunun yolu psikiyatri eğitimi almış hipnoterapi yöntemini bilen iyi bir kadın doğumcu bir seyansta çözer.Biz böyle yapıyoruz.

Bazen de sorunun ilaçlarla veya genel anestezi (bayılma) altında ilişkiye girmekle çözüleceğine inanılır, uyutularak kaslarda gevşeme sağlanabilir ve hatta yanlış bir metod olarak vajinusmuslu kadınların genel anestezi ile uyutulup partnerleri ile cinsel ilişkiye girmeleri sağlanır ama bu sorunu çözeceğine daha da büyütebilir.Kadın uyanık olduğunda cinsel ilişkiden gene korkacaktır ve kocası ise daha evvel anestezi altında ilişki kurduğu karısına karşı zorlayıcı bir tutum izleyebilir. Bu da korkuyu arttırır. Ayrıca anestezi altında ilişkiye girilen kadın kendi kontrolü dışında bu tip bir ilişki yaşamaktan psikolojik olarak kötü etkilenebilmektedir. Bu yaklaşımın nedenlerin bir tanesi vajinismusun cinsel yaklaşım ,vajinaya giriş sırasında vajenin etrafındaki kasların kasılması ve bundan dolayı cinsel ilişkiye girilememesi düşüncesidir.

Gene bu düşünce tarzı ile son zamanlarda vajene botox uygulamaları yapılmış ve vajen kasının kasılması engellenmiştir.Gerçek vajinismuslularda bu yaklaşımda çözüm sağlamammaktadır.Geçici çözüm yolu olarak kullanılmaktadır.

Bu tip sıkıntılı kişilere sakinleştirici ilaç, antidepresan ilaç vermekle bu sorun çözülmez, aksine bu tip ilaçların bazılarının cinsel isteği azaltıcı etkisi vardır, böylece sorun çözülmediği gibi başka bir sorun olan cinsel isteksizlikte sıkıntıya eklenmiş olur. Kas gevşeticiler veya alkol alıp sarhoş olup cinsel ilişkiye girme çabaları da hep hüzün ile sonuçlanır.

Çok kolay tedavi edilebilen bir sorun olan vajinusmus bu tip yanlış bilgi ve denemelerle büyür,büyür. Kadında sıkıntı, gerginlik başlar, kendisinde eksiklik olduğu duygusu ile suçluluk duymaya başlar, Ümitsizlik ve karamsarlığa düşer. Kadınların çoğunluğu bu durum karşısında gösterdiği tepkinin fazlalığını ve de gereksizliğini bilir,korkuya karşı verdiği tepkinin aşırılığını mantıken bilmesi ve de bunun gereksizliğini kabul etmesi de bunu çözmeye yetmez ve bir iç karmaşa yaşar,ben eşimi seviyorum, onu istiyorum,kanunen benim eşim,ailem onu kabul ediyor,ben kabul ediyorum,peki neden bunu yapamıyorum gibi iç karmaşalar ve bunalımlar yaşayabilir.

Bazı kadınlarda cinsel isteklerinin olmadığı şeklinde düşünürler,ben ilişkiye arzu duymuyorum,duysam yapacağım ama içimden gelmiyor diye yakınırlar,buda tamamiyle bir savunma sistemidir,insan canının yanacağından korktuğu veya zarar göreceğine inandığı veya inandırıldığı şeyi isteyebilir mi ?

Bazen çözüm olarak vurdum duymazlık yaşar ve beni seven beni böyle de sever illa cinsel ilişki mi yaşamak gerekir gibi bir takım savunma mekanizmaları geliştirerek kendisini rahatlatmaya çalışır, ama sorun hep vardır ve her gün büyür ,bir gün eşlerin her ikisi de bunu taşıyamayacak hale gelir ve ilişki biter. Erkekler başlangıçta çok ılımlı yaklaşırlar ilişkiye giremeyen eşlerine ,bazen de anlayamama ve öfke ve kırılganlık hisleri arasında kalırlar.Ve bedensel hiç bir sorunu olmamasına rağmen bazen erkekte sertleşme sorunu da başlayabilir. Erkek sonuçta tahammülsüzleşebilir ,eşini zorlayabilir veya aldatabilir.

Bazende hanımlarımız tedavi olmayı istedikleri halde eşlerinin sorunu önemsemediklerini, tedaviye baş vurmayı ertelediklerini, veya olay çözüme yaklaştığı sırada eşlerinden destek göremediklerini fark eder buna çok şaşırırlar.Cinsel ilişki ile ilgili kaygı ve korkular yanlızca kadınlarda olmaz bazı erkeklerdede bu olabilir.Kadınlar için bunu anlamak veya hissetmek çok zordur çünkü onlar kendi problemlerine vede çözümlerine odaklanmışlardır.Evet bazen bunu anlamak veya hissetmek zordur ama şöyle düşünün başka insanlarda, hatta bazen sizde bu konuda kendinizi anlayamıyorsunuz.Ama gerçek olan şu ki problem var. İşte benzer bir yaklaşımla yaklaşırsanız eşinizide anlayabilirsiniz, buda çözümü kolaylaştırır.Onunda ilişkiden korkabileceğini, canının acıyabileceği ve ilişkide penisinin zarar göreceği düşüncesinin olabileceğini kabul etmeniz gerekebilir.

Tedavide hanımların yanı sıra ,erkeklerede kaygı ve korkularını yok edici, destek verici terapi yapıyoruz.Onlarıda anlyor,seviyor ve kaygılarına saygı duyuyoruz. Vajinismus kadının ve erkeğin ortak bir sorunu olup, hiç bir taraf diğerini suçlamamalı veya anlayışsız olmamalıdır. Çok seyrek olarak yaralanmalar yada kadın dış veya iç cinsel organlarının hastalığı ile cinsel ilişki arasında acı oluşur ve kadın istemeyerek kendini kasabilir. Böyle bir durumda, fiziksel nedenlerin tedavi edilmesi gerekir.

Vajinismusun nedenlerinde çocukluk çağından kalma korkuların,suçluluk,ayıp,günah duygularının yeri büyüktür.Korkular en çok ,kadının simgesel olarak zihninde aşırı büyüttüğü bir penis yüzünden çok acı çekme ,parçalanma korkularıdır.Ayrıca gebe kalma korkuları da önemlidir.

Bunların yanında;

-Eksik yada yanlış cinsel bilgi
-Erken travmatik yaşantılar
-Eşler arasındaki iletişim biçimi
-Cinsel iletişim sorunları
-Performans kaygısı
-Kızlık zarını yitirme korkusu
-Otoriter baba
-Baba kız ilişkisindeki güçlükler
-Cinselliği aşağılayan aile olabilmektedir.

Kişiler bu sorunla başa çıkabilmek için kendince çözüm yolları bulurlar.Bunlar arasında çok sık cinsel ilşkide bulunmaya çalışma yada cinsel ilişkiden kaçınma davranışları olabilmektedir. Tabi ki bu durum sorunu daha da karmaşıklaştırır ve içinden çıkılamaz bir kısır döngü oluşur.Sonuçta evliliklerin bitmesi bile söz konusu olabilir.

Cinsel uyum yalnızca cinsel organların birleşmesi demek değildir.Aslında cinsel uyum,genel uyumun bir parçasıdır ve bir çok karmaşık ruhsal olayları içerir.Eğer eşlerin genel uyumları ile ilgili sorunları varsa tabi ki bu durum cinsel uyumlarını da etkiler.

Bu sebeple vajinismus tedavisinde öncelikle bu sorunları keşfedip,farkına varmak gerekir.Bazı vakalarda sadece bu sorunları keşfetmek ve terapisini yapmak vajinismus sorununu tamamen çözmektedir.

Bu sebeple cinsel uyumun içinde sevme, sevilme, bağlılık,dokunma,okşanma,konuşma,söyleşi,paylaşma,özleme vb.gibi bir çok duygu ve gereksinimler yer alır.

Vajinismus tedavisinde bilişsel davranışçı terapilerin yanında hipnoz tekniği kullanılır.Buradaki amaç,kişinin korkularının ve kaygılarının ilk önce düşüncede aşılmasını sağlamaktır.Çünkü,vajinismusun temelinde olumsuz cinsel düşünceler vardır.Bunların keşfinde ve tedavisinde hipnoz kullanılır.Kişi bu sayade kendini,cinsellikle ilgili düşüncelerini farkeder,onun yerine olumlu cinsel düşünceleri oluşturur. Bununla birlikte kişi rahatlama egzersizlerini öğrenir ve kasılmalarını kontrol edebilir hale gelir. Tabiki tüm bunların olabilmesi için kişinin inançlı olması ve iyileşmeyi gerçekten istemesi gerekir.

Biz kendi hastalarımıza yanlızca kadın doğumcu gözüyle değil cinsel eğitim terapisi veya hipnoterapi yaparak maximum 2 seansta kalıcı çözüme ulaşıyoruz. Ve lütfen hayatı kendinize zehir etmeden ve zaman kaybetmeden birlikte bu sorunu çözebileceğimize inanın.

Plajın en güzel kızı siz olun

Deniz kıyısında ya da havuz kenarında... Yaz sıcağında mükemmel bir görünüm için makyajdan plaj giysilerine kadar nelere ihtiyacınız olduğunu biliyor musunuz...

Plajda da makyaj yapılır mı demeyin. Abartıya kaçmamak kaydıyla cildinizin doğal görünümünü koruması için büyük bir allık fırçasıyla bronzluk sağlayan pudrayı alın, elmacık kemikleri ve burna hafifçe sürün. Göz altı morluklarını ise hafif dokulu bur kapatıcıyla belirsiz hale getirebilirsiniz.

Işıltılı dudak koruyucuları bu dönemde en çok kullandığımız makyaj ürünlerinden. Fazla belirgin olmayan renkleri dudaklara hafif bir parlaklık kazandırıyor. Siyah ya da kahve tonlarındaki suya dayanıklı maskaralar ise kirpiklere hoş bir görünüm veriyor. İşte, şimdi plaja gitmeye hazırsınız...

Yaz aksesuarları

Deniz kenarında saçlarınızın da bakımlı görünmeye ihtiyacı var. Pratik modeller arasında yer alan ve iki saniyede yapabileceğiniz atkuyrukları ile dağınık topuzları mini etek ve bermudayla rahatlıkla kullanabilirsiniz. Çiçekli saç lastikleri ya da klipsler plaj güzelliğinizi tamamlayan aksesuarlar arasında. Eğer kákül kullanıyorsanız saçlarınızı her iki yanından parlak bir saç tokasıyla tutturabilirsiniz. Islak görünüm ise özellikle kısa saç modellerinde oldukça rahat bir kullanım sağlıyor.

Saçlar deniz suyuyla sertleşip parlaklıklarını kaybedebiliyor. Saç fırçasına bir miktar güneş sütü sürün ve saçlarınızı tarayın. Elde edeceğiniz açık tonlardaki tutamları siz de beğeneceksiniz.

Ve güneşten korunmanın en trendi yöntemi. Ünlülerin de özellikle yaz sezonunda benimsediği geniş hasır şapkalar, romantik ya da kovboy tarzı modelleriyle dikkat çekiyor. Ayrıca kalın saç bantları da yazın en gözde aksesuarlarından. Hem kullandığınız modelin kalıcılığını sağlıyor hem de kolay kuruyor.

Bu yaz büyük güneş gözlükleri "in". Yuvarlak, köşeli ya da kalp formundaki modeller hem güneşten koruyor hem de modern bir hava katıyor. Beyaz ya da pembe çerçeveler de yazın favorileri. Plajların klasikleri arasında yer alan parmak arası terlikler de çiçek desenleri ya da çizgili modelleriyle öne çıkıyor.

Kadınların yatakta yaptıkları hatalar

Hep erkekler mi hatalı olacak, bayanların da kendilerini daha mutlu bir hayattan mahrum edecek çok kritik hataları olabiliyor. Bu hatalar yatakla ilgili olunca da evlilik ya da ilişkilerde zamanla iki mutsuz ve yabancı insan haline gelinebiliyor...

İŞTE KADINLARIN YATAKTA DÜZELTMESİ GEREKEN 10 ŞEY

1.EĞİLİM; KUTSAL ANNE MASKESİNİN ARDINA GİZLENME

ÇÖZÜMÜ: Aseksüel anne kimliğinizi yatak odasının dışında bırakın. Annelik kuşkusuz dünyadaki en kutsal kimlik. Ama yüklendiğimiz bu kimliğin getirdiği aseksüeliteyi yatak odamızın dışında bırakmamız gerekiyor. Eşimiz için biz daha çocuklar doğmadan önce tanıyıp, sevdiği kadınız. O yüzden yatak odanıza girdiğiniz an sloganınız Annelik out, Marılyn Monroe kişiliğiniz ın olmalı...Unutmayın mutlu ebeveynler, mutlu anne babalar yetiştirir.

2- EĞİLİM; YATAKTA ÖLÜ BALIK TAKLİDİ YAPMAK

ÇÖZÜMÜ:Ayıp şeyler yapmaktan utanmayın. Bunun anlamı tek cümlede özetli esasında. Yatakta ölü taklidi yapmayın. Canlı olun, bir çok yeniliğe açık olun.

3- EĞİLİM; FEMİNENLİĞİ UNUTMAK

ÇÖZÜMÜ: Kocanızla ya da erkek arkadaşınıza en yakın kız arkadaşınız muamelesi yapmayın. Birçok kadının yaptığı en büyük hatalardan biri de ilişkisinde yol aldıktan sonra kendine ait kişisel herşeyi onunla paylaşmak istemesidir. Günlük hayatınızda kız arkadaşlarınızla paylaşabileceğiniz, ağda zamanınızın gelmesi, adet gününüzün yaklaşması gibi konuları onunla konuşmamaya özen gösterin. Traş bıçağına ortak olmayın, çünkü kadının feminenliğini koruması için biraz gizem iyidir. Bu konuda 1950 ve 60lar arasındaki Hollywood film karakterlerini taklit edebilirsiniz mesela. Eşiniz sizinle yatağa girerken kankasıyla yatağa girer gibi olmamalı. Size olan arzusunun devam etmesini istiyorsanız, mahremeyetinizi paylaşmayın.

4- EĞLİM: EŞİN PORNO İZLEME İSTEĞİNİ YARGILAMAK

ÇÖZÜMÜ: Çok basit, yargılamayın... Bir çok kadın eşinin porno izlemekten hoşlandığını duymak bile istemez. Ancak size çok ahlaksız gibi gelen şey, onların büyürken erkek olma konusunda edindikleri kültürün bir parçası. Belki bunun biraz daha yumuşağı olan erotik filmleri beraber izlemek, yatak odası hayatınızı oldukça şenlendirecek. Ve eşinizin yargılanmaktan dolayı hissettiği aşağalanmayı da ortadan kaldırmış olursunuz.

5- EĞLİM: İLİŞKİ SIRASINDA SUSKUN KALMAK

ÇÖZÜMÜ: Erkeklerin uyarılmak için duymaya ve görmeye ihtiyaçları vardır. Bunu ondan esirgemeyin. Hissettiğinizi daha çok hissedebilmek için dile dökmek, mutlu bir yatağın altın sırrı. Biraz edepsiz olmak size mutluluğun ve doyumun kapısını açıyorsa bunu deneyin deriz. Utanmayın, o bunu seviyor...

6- EĞİLİM: BEDEN HAKKINDA OLUMSUZ DÜŞÜNCELERE SAHİP OLMAK

ÇÖZÜMÜ: O sizi olduğunuz gibi beğendi ve sevdi, sizinde kendinizi sevmeniz ve beğenmeniz hayatınızı kurtaracak kadar önemli tutum. Kısa ya da uzunsunuz, şişman ya da çok zayıf farketmez, o sizinle olduğunuz gibi birlikte olmak istiyor. Kendinizi sevmeniz ve bedeninizle barışık olmanız, cinsel hayattan zevk almanızın ilk ve en önemli koşulu. Eşinizle açık ışıkta birlikte olun, evde iç çamaşırlarınızla dolaşın. İlk önce kendi bedeninizle flört edin...

7- EĞİLİM: BAŞKA KADINLARI AŞAĞILAMAK VE HAKARET ETMEK

ÇÖZÜMÜ: Gerçekten basit görünebilirler, ama eşiniz onu böyle beğeniyor. Beğenmeyi deneyebilirsiniz eğer çok zor geliyorsa en azından yorum yapmayı kesebilirsiniz. Başkaları yerine kendi ilişkinize odaklanın... Kadınlar dillerinden ne çok şey kaybediyorlar, ama ne demiş atasözü söz gümüşse sükut altındır. Bunu düstur edinin ve erkeğinizin evet, o sizin. Bunu aklınızdan çıkarmadığınızda esasında daha az hata yapacaksınız etrafında dolaşan kadınlara karşı hafifmeşrep ve ucuz ve daha ötesini içeren nitelemeleri asla kullanmayın. Siz eşinizle olan ilişkinize odaklanın...

8- EĞİLİM: SEKSİ ARAÇ EDİNMEK

ÇÖZÜMÜ: İlişkiyi yönlendirmeyi ayaktayken deneyin, yatar pozisyonun uzun sürede sakıncaları ver. Adem babamızla Havva annemizin ilişkisini bilemiyoruz ancak bildiğimiz kadınların erkeklere kabul ettirmek istedikleri pek çok şey için yatağı arena gibi kullanmaları çooook eskilere dayanır. Söylüyoruz, Yatak ilişkideki hiçbir şeyin garantisi değildir. Daha fazla sevgi, gelecek garantisi ya da istediğiniz herhangi bir şeyi cinselliği kullanarak elde edemessiniz. Ettiğinizi sansanız bile uzun sürmez üstelik ilişkinin kalitesini bozar.

9- EĞİLİM: HASSASİYETE ÖZENSİZ DAVRANMAK

ÇÖZÜMÜ: Dişlerinizi kullanmayın. Erkekler sertlikten hoşlanabilir ama bu her pozisyon için geçerli değildir.

10- EĞİLİM: ONUN TEK BİR HASSAS BÖLGESİ VARMIŞ GİBİ DAVRANMAK

ÇÖZÜMÜ: Bu dünyada sonucu iyi olan herşey emek ister. Siz ön sevişme istiyorsanız eşinizde sizin, onun vücudunu tanımanızı isteyebilir. Erkeğe çok ödev yüklemek yerine sizde onun üzerinde çalışmayı öğrenmelisiniz. Erkeklerin vücudu tepeden tırnağa sinirlerden oluşuyor, her ne kadar belli bir kısmında yoğunlaşsa da onun da pek çok erojen bölgesi olabilir. Göğüs uçları bunlardan biridir mesela. Keşfe burdan başlayabilirsiniz.

Aşk ateşinizi yükseltin

Aşka zamanınız mı yok? Havaya giremiyor musunuz? Sorun değil! 12 dakika içerisinde tutkunun doruklarına ulaşmaya hazır olun...

Çoğu kadın gibiyseniz erkeklerin birkaç saniye içerisinde nasıl tahrik olabildiklerini biliyor olmalısınız. Oysa bizler o ruh haline girebilmek için bir keman dörtlüsü, iyi şarap ve küçük oyunlar isteriz. Fakat yeni bir araştırmaya göre, kadınların, tahrik olmaları için tam olarak "12 dakikaya" ihtiyaçları olduğu ortaya çıkmış...

12 dakikada aşk ateşinizi yükseltin!
Çoğu kadın gibiyseniz erkeklerin birkaç saniye içerisinde nasıl tahrik olabildiklerini biliyor olmalısınız. Oysa bizler o ruh haline girebilmek için bir keman dörtlüsü, iyi şarap ve küçük oyunlar isteriz.

Fakat yeni bir araştırmaya göre, kadınların, tahrik olmaları için tam olarak 12 dakikaya ihtiyaçları olduğu ortaya çıkmış. Yanlış anlaşılmasın; uzun süren bir ön sevişme yerine kısayı tercih etmenizi söylemiyoruz. Ancak telaşa getirilen bir ön sevişmenin bir takım eğlenceli yanları da olduğu kesin.

Uzmanlar, çabucak tahrik olabilmenin hem yakınlığı artırdığını hem de zevke doğrudan ulaşmanızı sağladığını belirtiyor. Sizler için hazırladığımız bu dakika dakika hızlı seks önerilerini izleyin ve erkek arkadaşınızı geçireceği bu harika dakikalar için önceden uyarmayı unutmayın.

1.dk Aklınızı zorlayın
Hızlı bir aşk seansı için ilk adımınız beyninizi buna hazırlamak olacaktır. O nedenle arkanıza yaslanın ve erkek arkadaşınızla yaşadığınız ilk beraberliği, sadece onun yakınında olmanın sizi tahrik ettiği zamanları düşünün. Amaç "Sana şu an sahip olmalıyım" hissini canlandırabilmek. Sizi orgazma ulaştırdığı o en muhteşem anı hedefleyerek hafızanızdan tüm güzel anları teker teker geçirmeye bakın.

Peki, bu hatırladığınız anı muhteşem yapan neydi? Spontane olması mı? Şefkatli ya da vahşi olması mı? Dr. Sandor Gardos, geçmişte yaşanmış bir orgazmla ilgili kurduğunuz fantezinin, mutlu hatıralarınızı harekete geçirdiği için, sizi o gün olduğu kadar heyecanlandırabileceğini belirtiyor.

2.dk Cinsel duyularınızı ateşleyin
Hayal gücünüzü alevlendirdiğinize göre, sıra birkaç vücut hareketiyle libidonuzu canlandırmaya geldi. Oturduğunuz esnada cinsel organınıza giden kan akışını hızlandırmak için, bir süre boyunca önce bacak bacak üstüne atın, sonra tekrar düzeltin. Bu sizde iç gıcıklayıcı bir tahrik hissi uyandıracaktır.

Ayrıca saten çarşaflar veya ipek iç çamaşırlar gibi şehvet uyandıran dürtülerle vücudunuzun tepkilerini uyarıp kuvvetlendirebilirsiniz.

3.dk Ona sürpriz yapın
Isındınız değil mi? Güzel. Şimdi ilginizi erkek arkadaşınıza verin. Hiç beklemediği bir anda ona değişikliğe ihtiyacınız olduğunu söyleyin. Elinizi pantolonunun cebine sokarak kumaş üzerinden cinsel organını okşamaya başlayın.

Cinsellik uzmanı Carol Queen, erkeğin hazır olmadığı bir anda sinir uçlarının uyarılmasının anında tahrik olmasıyla sonuçlanacağını söylüyor. Ona "yanlışlıkla" dokunabileceğiniz anları kollayın, örneğin yan yana geçerken sürtünmek gibi.

4.dk Gençler gibi öpüşün
Erkek arkadaşınızı en son ne zaman gerçekten öptünüz? Sadece 45 saniyeyi dudak dudağa geçirmek sizi birbirinize daha da yakınlaştıracaktır. Yazar Cam Johnson, "öpüşmek nostaljik olarak çok seksi bir olaydır çünkü size o ilk kez duygusunu yaşatır" diyor.

O nedenle erkek arkadaşınızı ilk gün öptüğünüz gibi öpün: Onu yakalanndan tutup kendinize doğru çekin, parmaklarınızı saçında gezdirin, yüzünü nazikçe ellerinizin arasında tutun ve birbirinizin nefes alıp verişine odaklanın.

5.dk Biraz baharat katın
"Oraya Dokun! Orgazmik Noktalarınızın Rehberi" isimli kitabın yazan Yvonne Fulbright, seksten önce hazırlayacağınız baharatlı atıştırmaların direkt olarak vücudunuzun alt kısımlarına sinyal gönderdiğini belirtiyor. Acı biber yemesi için onu teşvik edin ve daha sonra duble seksi bir etki için öpüşün.

Dudaklarınızda ve dilinizde bulunan acı tat ağızlarınızı yakacaktır. Ayrıca acının içerisindeki kimyasallar terleme yapar, kalp atışlarınızı hızlandırır ve kızarmanıza sebep olur. Baharat sevmiyor musunuz? O zaman peyniri deneyin. Yapılan araştırmalar yalnızca kokusunun bile vücudunuzdaki kan akışını yüzde beş oranında hızlandırdığını belirtiyor.

6.dk Onun seks kraliçesi olun
Dokuz Buçuk Hafta gibi erotizm yüklü bir film kiralayın. Heyecanlı bir sahnede durdurun ve erkek arkadaşınızı, size pikenin altında 60 saniyeliğine eşlik etmesi için yanınıza çağırın.

Ardından filmi tekrar başlatın. Sahnenin en ateşli kısmında pikenin altında rahatça hareket edebilmesi için ellerinizi serbest bırakın. Sonrası size kalmış!

7.dk Kıyafetleriniz üzerinizde kalsın
Kıyafetlerinizi birer seks engeli gibi görüyor olabilirsiniz ama onları çıkarmamak aslında ön sevişmeyi kızıştırabilir. Yazar Melinda Gallagher, "Sizi kıyafetlerinizin üzerinden okşuyor olması heyecanını uyandırıp zevk almayı engelleyecek lezzetli bir ıstırap yaratır" diyor.

Bir dakika içerisinde şunları uygulayabilirsiniz: Eğer elbise giyiyorsanız iç çamaşırınızı çıkartın, erkek arkadaşınızın üzerine oturun ve onu sert bir şekilde öpün. Veya size ince iç çamaşırınızın üzerinden oral seks yapmasını sağlayın. Kumaş, bir engel teşkil eder ve bu da heyecanını artırır. Ayrıca onun sıcak nefesi de sizi çılgına çevirir.

8.dk Harekete geçin
Kalp atışlarınızı artıracak her hangi bir aktivite seks için çok iyi bir ön hazırlıktır. Neden mi? Egzersiz sadece sizi mutlu ve heyecanlı kılan endorfini üretmekle kalmaz, aynı zamanda da kan akışının cinsel noktalarınıza doğru daha hızlı akmasını sağlar.

Bir dakikalık ufak bir egzersiz yapın, örneğin salsa dansı, yatağa kadar yarış veya yastık savaşı.

9.dk Kucak dansı yapın
Erkek arkadaşınızın önünde dans etmek cesaret ister ama bize güvenin. Kendinizi bir seks idolü gibi hissedeceksiniz. Yatak odasına geçtiğinizde, onu bir sandalyeye oturtun ve kıpırdamamasını söyleyin. Zaten tüm işi siz yapacaksınız.

Işıkları kısın ve seksi bir CD koyarak yavaşça onu baştan çıkaracak bir striptize başlayın. Amaç direkt olarak soyunmak yerine vücudunuzun görülmesi gereken bölgelerini ona göstererek erkek arkadaşınızı çıldırtmak. O yüzden kıyafetlerinizi yavaş yavaş çıkarın.

10.dk Masöz olun
Soyunduktan sonra erkek arkadaşınıza size küçük bir sırt masajı yapmasını teklif edin. O size dokunurken, kendisine sokularak, yaptığı masajları neden çok tahrik edici bulduğunuzu kulağına fısıldayın. Onun bu iyiliğini karşılıksız bırakmak istemiyor musunuz?

Birbirinize ters olarak yan yana uzanın ve birbirinizin topuklarını ovun. Refleksolojiye göre bu hareket kasıklarınızın titremesine sebep olacaktır. Ancak masaj terapisti ve akupunktur uzmanı Elena Rozenfeld uyarıyor: "Adet kanamanız başlamadan önce bu hareketi yaptırmaktan kaçının. Bu bölgeye yapılan baskı pelvik bölgenize daha fazla kan pompalanmasına sebep olur. Bu nedenle adet sancınız normalden daha ağrılı geçer."

11.dk Kendinize dokunun
Sona iki dakika kala her ikiniz de nefes nefese kalmış olmalısınız. Ancak kendinizi biraz daha uyarmanızın zararı yok. Erkek arkadaşınıza yatmasını söyleyin ve siz de o izlerken kendinize dokunun.

Bu sadece sizi cinsel ilişkiye hazırlamakla kalmaz. Kendinizi orgazmın eşiğine getirmeniz birden fazla orgazm olma şansınızı da artıracaktır.

12.dk Kendinizi gösterin
Cinsel anlamda kendinizden geçmenize bir dakika kaldı ve artık her ikiniz de hazırsınız. Son birkaç hareket sizi iyice alevlendirecek. Erkek arkadaşınızın yatakta kıpırdamadan yatmasını sağlayın ve siz tüm ilginizi onun sinir uçlarının toplandığı cinsel organının baş kısmına verin. Yavaşça ucunu ağzınıza değdirin. Bu hareket onu artık dayanamayacağı bir noktaya getirecektir. Ayrıca bunu yaparken sizi seyredebiliyor olması ona görsel olarak da ayrı bir zevk verecek.

Biraz da kendinizle ilgilenmek ister misiniz? Fulbright, erkek arkadaşınız yatarken üzerine oturarak onun cinsel organını vajinanıza sürtmenizi tavsiye ediyor. Sizin sinir uçlarınız vajinanızın ağzında toplandığı için en çok hazzı alacağınız yer de burası.

Zaman doldu! Buradan sonrasını siz halledersiniz diye düşünüyoruz...

Seksi hissetmenin yolları

Daha seksi bir kadın olmak için bu önerileri uyguladığınızda, cazibenizin erkekleri çılgına çevirdiğini göreceksiniz...

Bazı kadınlar vardır, tek bir bakışlarıyla erkeklerin başını döndürürler, tek bir kahkahayla istediklerini elde ederler... Onlardan nefret ediyor gibi görünsek de aslında onları deli gibi kıskanırız ve onlar gibi olmak isteriz! Seksi hissederek kendilerine güvenen kadınlara tek bir isim verilebilir: "Seksi kedi". Onlar gibi olmak hiç de zor değil; buna ihtiyacınız varsa, işte "seksi kedi" olabilmeniz için önerilerimiz!

Günümüzde kadınlar kuşkusuz eskiye oranla çok daha güçlü ve bağımsız hale geldiler. İş hayatında giderek ilerliyorlar, hatırı sayılır paralar kazanıyorlar ve yaşamdaki yerlerini sağlamlastırıyorlar. Ancak bir konu daha var ki, işte o noktada bu saydıklarımızdaki kadar hızlı ilerleyemiyorlar. Bahsettiğimiz; özel anlarda ihtiyaç duyulan cesaret! Örneğin tanışmak istediğiniz bir erkekle sohbete başlamadan ya da bu söz konusu yakışıklıyla yatağa girmeden önce, cesaretinizi toplamak her zaman çok da kolay olmuyor.

Biz bunu "seksi kedi cesareti" olarak adlandırdık çünkü erkeklerle bakışmak veya ellerini kuvvetlice sıkmamın ötesinde. öncelikle kadın olmanın gücünü kullanmanız gerekir. "Bazı hareketler, ifadeler ve mimikler, siz farkında olmasanız da, karşınızdaki kişinin bilinçaltına çeşitli sinyaller yollar ve erkeklerin ilgisini çeker. Böylece karşınızdaki erkeğin de sizinle ilgilendiğini hissetmek, size iyice cesaret verecektir" diyor The Complete Idiots Guide to Body Language Hiç Bilmeyenler için Vücut Dili Rehberi isimli kitabın yazarı Dr. Peter Andersen.

Bir Partide
1- UZUN ADIMLARLA YÜRÜYÜN

Seksi kediler odanın ortasında sağdan sola koşuşturmazlar, yavaş hareket ederler. Bu tarz bir davranış tüm bakışları üzerinize çekecek ve size güven depoloyacaktır. Tek basınıza kendinizden emin bir şekilde yürümek için. "Etrafınıza bakın, tanıdık birini bulmaya çalışın. Böylece ona doğru ilerleyebilir ve ortalıkta başıboş dolaşmak zorunda kalmazsınız. Arkadaşınızın yanına doğru giderken. varlığınızı iyice belli etmek ve boyunuzu uzun göstermek için büyük adımlar atın" diyor Reatl My Hips Kalçalarıma Bak adlı kitabın yazarı Eva Marx.

2- MUZIRCA BAKIŞIN

"Gel buraya" diyen bakışlar, erkeklerin akıllarını başlarından alır. o yüzden bu cilveli bakısı mutlaka kullanın. "Hoşlandığınız erkeğin gözlerinin içine en fazla üç saniye kadar bakın ve sonra gözlerinizi kaçırın" diye öneriyor Andersen ve ekliyor: "Onu istediğinizi anlaması için bunu birkaç kere tekrarlayın. Bu davramsınız onu, sizin yanınıza gelmek için cesaretlendirecektir." Sizin kendinize güveninizi artıracak olan ise siz bir şey yapmadan, onun harekete geçmesi olacaktır.

3- ONA YAVAŞ YAVAŞ YAKLAŞIN

Sadece bakışmak yeterli değildir. Ona yaklaşmak daha fazla ustalık ister. Direkt yanına gitmek yerine, ona yavaş yavaş yaklaşın. "Bir anda karşısına çıkmak, sizi fazla girişken biri gibi gösterecek ve onun savunmaya geçmesine sebep olabilecektir" diye açıklıyor You Don Say Sen Söyleme adlı kitabın yazarı Dr. Audrey Nelson ve ekliyor: "Ona yan taraftan yaklaşmak, daha az gözünü korkutacak ve direkt karşısına çıkmadığınız için sizin daha gizemli gözükmenizi sağlayacaktır." Ayrıca doğrudan bir girişimde bulunmadığınız için, daha rahat ve kendinizden emin olacaksınız.

4- SESLİ GÜLÜN

Gürültülü ve kaba bir kahkahadan bahsetmiyoruz ama başınızı arkaya atıp, sesli şekilde gülmek kendinize olan güveninizi güçlendirecektir. "Kahkaha atmak dikkatleri üzerinize çekeceği gibi, sizi seksi ve kendine güvenli gösterecek ve eğlendiğinizi, mutlu, canlı bir karakterinizin olduğunu düşündürecektir" diyor San Diego State Üniversitesinde flört davranışları üzerine araştırma yapan Tricia Yeomans.

5- ELİNİ SIKIN

"Hoş bir erkekle el sıkışırken, gözlerinin içine bakın ve aynı zamanda elini hafifçe sıkın. Hiç beklemediği bir anda elinizle uyguladığınız bu basıncı, cinsel bir hareket olarak algılayacaktır" diyor Marx. Gücünü sergilemekten korkmayan, cesur bir kadın olduğunuzu gösterecektir. Bu cesur haliniz sizi de mutlu edecektir.

Bir Randevuda
6- ONA YAKLAŞIN

Yemek yerken veya içki içerken, iki insanın arasında gözle görülmeyen bir duvar vardır, "işte o duvarı kırmak, ne kadar cesur olduğunuzu gösterir" diyor Andersen. Ona doğru aranızda 45 santimetre kalacak kadar eğilin ve koluna ya da eline dokunun. Aranızdaki mesafeyi azalttığınız için heyecanlanabilirsiniz ama aslında bu hareket gerginliğinizi hafifletecek ve sohbetiniz daha iyi akacaktır. "Vücutlarınızın birbirine yakın olması aranızdaki kimyayı ve çekimi güçlendirecektir" diye açıklıyor Andersen. Onun size olan ilgisini hissettiğinizde ise kendinizi çekici ve güçlü hissedeceksiniz.

7- KISIK SESLE KONUŞUN

Kısık sesle konuşmak cinsel cazibenizi artırır. "Kadınlar tahrik olunca, testosteron seviyeleri artar ve daha derinden konuşarak, ses tonlarını alçaltıp, yükseltirler, işte bu yüzden alçak ses şehvet uyandırır ve seksi hatırlatır" diye açıklıyor Nelson. Heyecanlıyken sesiniz otomatik olarak yükselir ama onu kontrol altına alarak, olaya hakim olduğunuzu hissedecek ve güçlü olduğunuzdan emin olacaksınız, öte yandan ne söylediğinizi duyabilmek için size daha çok yaklaşacak ve bu yakınlık baştan çıkarıcı olacaktır.

8- KENDİNİZE DOKUNUN

Erkekler, kendi teninize dokunduğunuzda parmaklarınızı takip etmekten kendilerini alamazlar. "Kendi vücudunuzu ellemeniz, onun ilgisini dokunduğunuz bölgelere çekecektir. Buna ek olarak, okşama hareketinin yatıştırıcı bir etkisi de vardır" diyor Andersen. Cinsel cazibenize ve fiziksel özelliklerinize olan güveniniz iyice artacaktır. Yemek sırasında, çıplak omuzlarınıza hafifçe dokunun veya göğsünüzün arasından sallanan kolyenizle oynayın.

9- ONUN ÖNÜNDEN YÜRÜYÜN

Gecenin gidişatı belli olduysa bile, seksi kedi imajınızı devam ettirmenizin yöntemleri vardır. Erkekler heyecan arayışı içindedirler, o yüzden sizi kovalamasını sağlayacak hareketler yaptığınızda, seve seve sizin peşinizden koşacaktır. "O farkında olmadan sizin peşinizde kokarken, siz de kartları elinizde tuttuğunuzu belli edeceksiniz" diyor Marx ve ekliyor: "Önden yürüdüğünüz zaman. poponuza ve bacaklarınıza baktığını hissederek, sizi istediğini düşüneceksiniz."

Yatakta
10- YAVAŞÇA SOYUNUN

Tek istediğiniz yatağın içine girmek olsa bile, en azından beş. saniye vakit harcayarak üzerinizdeki her kıyafeti tek tek ve yavaş yavaş çıkarın. "Yavaş hareket etmek, kontrolün sizin elinizde olduğunu gösterecek ve onun gözleri bayram edecektir" diyor The Womans Guide to Total Self-Esteem Kadının Kendine Saygı Duyma Rehberi adlı kitabın yazarı Dr. Stephanie Dillon. "Soyunmak, bedeninizin çabucak yaptığı sıradan bir harekettense cinsel törene dönüşecektir."

11- GERİNİN

Seksi kedilerin yatakta ruhsuz bir şekilde yattıklarına inanmak mümkün değildir. "Kollarınızı başınızın üzerine doğru uzatarak, sırtüstü yatın. "Gerinme sayesinde hem kendinizi daha seksi ve güçlü hissedeceksiniz hem de karnınız dümdüz gözükecek ve göğüsleriniz daha yukarıda duracaktır" diye açıklıyor Yeomans.

12- BAŞINIZI ARKAYA DOĞRU ATIN

Ön sevişme sırasında, başınızı ve vücudunuzu arkaya doğru eğin ve boynunuzu, köprücük kemiğinizi ve göğüslerinizi sevip, okşamasını kolaylaştırın. "Vücudunuzun bu bölgelerine kolayca ulaştığında sizin çekingen olmadığınızı görecektir. Kendinizi ona teslim etliğiniz zaman, duyguları hissetme konusunda daha özgür olacaksınız ve kendinize olan güveniniz de artacaktır" diyor Marx.

13- ZEVK ALDIĞINIZI GÖSTERİN

Erkekler seks esnasında sesler çıkarmanızdan çok hoşlanırlar ama zevk aldığınızı açıkça göstermeniz de en az bu kadar etkileyicidir. Emory Üniversitesi de yapılan bir araştırmada, pornografik resimlere bakan erkeklerin, fotoğraflardaki kadınların yüzlerine, vücutlarının cinselliği çağrıştıran bölümlerine daha çok baktıkları görülmüş. Bunun sebebi, kadınların yüzünde zevk aldıklarına dair izler aramalarıdır. "Gözlerinizi kapayın ve ağzınızı hafifçe açın. Sizin iyi vakit geçirdiğinizi gördüğü zaman, size daha tutkulu dokunacak, öpecek ve sizin de aldığınız zevki artıracaktır" diyor Nelson. Seksi gözükmenizi sağlayacak bir hareket, kendinizi daha seksi hissetmenizi sağlayacaktır.

14- ÜZERİNE OTURUN

Seksi bir kedi her zaman saldırmaya hazır haldedir. Sevgilinizin üzerine oturmanız yatakta ne kadar istekli olduğunuzu gösterecektir. "Üzerine oturduğunuz zaman cinsel ilişkiyi gözetliyor gibi olursunuz. Bu pozisyon erotik gücünüzü artıracağı gibi, ondan üstün davranmanız da onu heyecanlandıracaktır" diyor Nelson.

15- KAŞIK POZİSYONUNA GEÇMEYi UNUTMAYIN

İlişki sonrasında da kendinize güvenli tavrınızı devam ettirin. Kalçanızı ona bastırarak yana doğru yatın ve onu da yanınıza çekin. "Onun vücudunu hissetmek, yaramazlık anlarınızı hatırlatacaktır" diyor Nelson. Daha da yakınlaşmak için ona iyice sokulun, ellerini tutup, göğüslerinizi kavramasını sağlayın. Sizin tahrik olmaya hazır haliniz heyecanını canlı tutacaktır.

ZEKİCE BAŞTAN ÇIKARANLAR

- Düşük belli pantolonlar giyerek, göbeğini gösterir.
- Buzlu bir içkiyi seksi bir şekilde yudumlar.
- Hoşlandığı bir erkeğe, onu yakışıklı bulduğunu söyler.
- Cep telefonuna kendi numarasını kaydeder.
- Bir çatal tatlı yedikten sonra, dudaklannı yalar.

ISRARCI DAVRANANLAR

- Poposu gözükecek kadar düşük belli pantolon giyer.
- İçkinin içindeki buzu alarak boynuna ve dekoltesine sürer.
- Çok ateşli olduğunu neredeyse ateşinden yanacağını söyler.
- Telefon numarasını erotik bölgelere yazıp göstermeye kalkar.
- O tatlı yedikten sonra, onun dudaklarına yapışır.


Kaynak: Cosmopolitan

Seks sorunları

Her çift mutlaka ilişkilerinin bir döneminde yatak odasında problem yaşamıştır. İşte en yaygın seks sorunları ve çözümleri...

Seks, ilişkinin tuzu biberidir ve tuzsuz yemek bir şeye benzemez. Eğer yatak odanızda bir problem yaşıyorsanız, çok sevseniz bile bu, sevgilinizle olan ilişkinizi zedeler ve o ilişki bitmeye mahkum olur. Genelde seks sorunlarının basit çözümleri vardır; çözülmesi zor olan çiftlerin arasındaki iletişim sorunudur.

Dışarıdan çok ateşli bir çift olarak görünüyorsunuz ve herkes sizin cinsel hayatınızın da çok renkli olduğunu tahmin ediyor ama yanılıyorlar... Uzun süreli ilişki yaşayan çiftlerin 60ı yatak odalarında problem yaşıyor.

Bunun en büyük sebebi çiftlerin cinsel tatminsizliklerini birbirleriyle paylaşmamaları ve bunu konuşmaktan çekinmeleri. Kendilerini yetersiz bulan çiftler, sorunlarını dile getirmekten utanıyor ve bu genelde ilişkide sonun başlangıcı oluyor...

Aslında cinsel bir sorunu çözmek çoğu zaman oldukça basittir, yeter ki onu doğru teşhis edebilelim. İşte size bu konuda yol gösterecek en yaygın 5 seks sorunu ve çözümleri...

1- Sizi Tatmin Edemiyor Ama Ettiğini Mi Sanıyor?
Erkekler genelde başka kadınlar üzerinde işe yaramış olan eski yöntemlerini uygulamayı sürdürür. Siz bundan hoşlanmadığınızı söyleyene kadar da böyle yapmaya devam eder; çok hızlı, çok yavaş ya da istediğinizden çok farklı olduğu için sizi mutlu edebilecek noktaya ulaşamaz. Bu onun yatakta kötü olduğunu göstermez, sadece bundan hoşlanmadığınızı ona söylemediğinizi gösterir.

Konuyu nazik bir şekilde açmalısınız; bunun bir yolu da ona hoşlandığınız tarzı kendi bulmuş gibi hissettirmek olabilir. Seks sırasında farklı bir şey yaptığında bundan hoşlandığınızı o anda söyleyin.

Yapmasını istediğiniz bir hareket varsa ya da belli bir yerinize dokunmasından hoşlanıyorsanız, seks sırasında onun elini tutarak istediğiniz yere yönlendirin. Bu sessiz yöntemi daha kolay kavrayacaklardır.

2- Sizin Libidonuz Onunkinden Fazla Mı?
Arada bir "Başım ağrıyor" geceleri yaşanabilir fakat bazı çiftler tamamen ayrı zamanlarda seks isteğinden yakınıyor. Eğer isteği az olan taraf erkekse sorun çok daha büyük oluyor. Çok sayıda erkeğin libidosu kız arkadaşınınkinden düşük ancak bunu kabul etmiyorlar çünkü isteksiz olmak bir erkeğe kendisini güçsüz hissettirebilir, yüksek libidosu olan bir kadın da cinselliğinden utanıp erkeğin kendisini çekici bulmadığını sanabilir.

Erkekler strese iki şekilde tepki verir: Ya sorunlarından kurtulmak için sekse aşırı düşkün hale gelirler ya da seksi düşünemeyecek durumda olurlar. O dönemlerde anlayışlı olmaya çalışın ve ona zaman tanıyın.

Eğer baştan beri durum bu şekildeyse ikinizin neden farklı frekanslarda olduğunuzu çözmeniz gerekiyor. Sizin kadar istekli olmaması için tutucu bir aileden geliyor olmasından tutun da, kötü cinsel tecrübelere kadar tonlarca uzanan tonlarca sebep var. Seks isteğiniz onunkinden daha fazlaysa bu konuyu onunla konuşarak, onun istemediği bir zamanda kendi ihtiyaçlarınız olabileceğini yumuşak bir dille söyleyin.

3- Teknik Zorluklar Mı Var?
Erkek arkadaşınız cinsel zorluklar yaşıyorsa yapmak isteyeceğiniz son şey onunla bu konuda konuşmak olacaktır. Ancak onu genç ve güçlü erkeklerin bile erken yaşta geç boşalma veya ereksiyon olamama gibi sorunlarla karşı karşıya kalabileceği konusunda ikna etmelisiniz. Erkekler için cinsel sorunlar fiziksel ya da psikolojik olabilir.

Geçmişte cinsel sorunlar yaşadığı için korkuyor olabilir ama asıl problem genellikle stres, kötü beslenme ya da hareketsizliktir. Bu tür faktörler zamanla geçer. Yine de sorun devam ederse bir uzmana danışmakta fayda var.

Çiftlerin çoğu ereksiyon sona erdiğinde her şeyin bittiğini düşünüyor. Oysa ki sizi elle ya da oral olarak tatmin etmeyi sürdürebilir. Sizi farklı şekillerde de mutlu edebileceğini görmek onun da moralini düzeltecektir. Ayrıca dikkatinizi penisine yoğunlastırmamanız yeniden ereksiyon olmasına yardımcı olacaktır.

4- Her Şeyi Denediniz Mi?
Seks hiçbir zaman ilk baştaki gibi gitmez. Bunun sebebi çiftlerin çoğunlukla ilişki başlar başlamaz kitapta yazan her pozisyonu denemek istemeleridir. Birkaç yıl sonra çiftler partnerlerinin neden hoşlandığını anlamış oluyor ve sadece bunları yapmak istiyor. Orgazm olabilseler de aynı hareketlere bağlı kalmak isteklerini azaltabilir.

Seks hayatınızın uykunuzu getirdiğini belli etmeden onu biraz canlandıracak şekilde eski günlere geri dönüş yapmayı önerebilirsiniz. Heyecan, heyecanı besler. Yeni bir şey sizi daha da isteklendirecektir.

Bu da demek oluyor ki rahat pijamalannızı çıkarıp seksi iç çamaşırlarıyla yatağa girin, evin farklı köşelerinde seks yapmayı deneyin, kılık değiştirmek gibi fetiş oyunlar oynayın, gizli fantazilerinizi onunla konuşmaktan çekinmeyin ve bir kaçamak yaparak en sevdiğiniz otelde onunla seksi bir haftasonu geçirin!

5- Seks Fazla Mı Geliyor?
Bir erkekle ilk çıkmaya başladığımızda hissettiğiniz tek şey sizinle yatmak ister olur. Ancak uzun bir ilişki sırasında erkek arkadaşınız zorlayıcı olmayı bırakacaktır. Bu seks rutininden sıkılmış ya da seks için kendini zorlamak durumunda hissetmemesinden kaynaklanabilir.

Ne yazık ki durum sizin için de aynı şekilde olmayabilir. Çoğu kadın seks sırasında kontrolü erkeğin almasını tercih ediyor, bu yüzden sürekli olarak insiyatifi ele alan erkek olduğunda durum sıkıcı ve tatmin etmeyen bir hale gelecektir.

Cinsel geçmişinize bir bakın; önceden bu konuda daha istekliyse ve şimdilerde pek istekli davranmıyorsa seks tarzınızdan sıkılmış ya da tembelleşmiş olabilir. Eğer böyleyse yeni yöntemler denemelisiniz.

Seksi imalarla onu tahrik edin, daha sonra kendinizi geri çekerek onun size gelmesini sağlayın. Bu bir erkeği her zaman motive etler. Sıcak bir köpük banyosunda uzun süre çıplak şekilde vakit geçirin ya da çırılçıplak halde yatağa uzanın, çarşaf sadece gerekli yerleri kapatsın. Bakalım ne kadar dayanabilecek?

Erkekler yatakta ne ister

iVillage Seks Uzmanı Tracey Cox, partnerinizin veya eşinizin daha önce hiç yaşamadığı bir seks tecrübesi için önemli önerilerde bulundu. İşte deneyimlerini dünya kadınları ve erkekleriyle paylaşan uzmandan erkeği baştan çıkaran ve hep sizi hatırlamasını sağlayan seks önerileri...

"Erkek arkadaşınızın bugüne kadar karşılaştığınız en iyi aşığınız olmasını ister misiniz? Bunu başarmak oldukça basit. Tüm yapmanız gereken erkeklerin seksüel ruh halini anlamak ve onu yargılamamak.. Yakın zamanda Londrada "sanatsal olarak yaşa seks" konusunun fotoğraflandığı bir sergiye katıldım. İlişkilerde ve seks yaşamındaki acemilikler fotoğraflarla anlatılıyor. İlk seride tutucu bir çift anlatılıyor. İkinci seri de homoseksiel bir çift fotoğraflanmış. Bu çiftlerin seks yaşamları arasındaki farkları daha iyi anlamamı sağladı. Seksüel yaşam olarak gay çiftler ile tutucu çiftler birbirlerinden farklı değillerdi. Ancak gay çiftlerin seks yaşamlarında ellerini daha çok kullandıkları ve daha sert oldukları görülüyordu. Neden? Çünkü her ikisi de erkek.. İki erkek seks yaşamlarında, karşısındaki erkeğin ne istediğini bildiği için öyle davranıyor ve sonuçta partnerinin onu yargılamayacağını bildiği için daha rahat davranıyordu. Seksüel yaşamlarında aynı şeyleri düşünüyorlardı. Buradan erkeklerin nasıl düşündüklerini çıkartabilirsiniz. Erkeklerin seks yönelimleri kadınların seks yönelimlerinden daha ilkeldir. Erkek seks yaşamında ne istediğini, tutucu bir kıza öğretebilir mi? Heyecanlı ve vahşi istekler seks yaşamınızı biraz hareketlendirebilir, düşünceleriniz değişebilir. Toplumda "normallik" ile "edepsizlik" arasında kesin bir sınır vardır. Şu açık ki; Herkes seks yapar ve nasıl olduğu önemli değildir, "normal" olması önemlidir. Eğer birkaç kişi yaptığınızı yapıyorsa bu "normal" olduğunu göstermez.

Partnerinizle seks yaparken bazı şeyleri "hayır" yanıtını alıyorsanız, neden reddettiğini düşünün. Duymak istediği şey diğer insanların da bunu yaptığı olabilir mi? Onu korkutuyor musunuz? Onu incitip incitmediğinizi yeniden düşünün. Herhangi bir tehlike var mı? Yoksa o zaman problem nedir?
Onu kucaklayan bir kadın olmanız bugüne kadar gördüğü en iyi aşık olmanızı sağlamaz. Belki bugüne kadar yaptıklarınızdan daha iyi dersler çıkarmalısınız.

Erkekler görselliğe önem verir
Erkekler gördükleri şeye karşı istek duyarlar, görsel olarak heyecanlandırılmak onları çok etkiler. Onu harekete geçirecek şekilde giyinmeniz, süslenmenizi ya da seks isteği yaratacak hareketlerinizi gözler. Sevgilinizi ya da eşinizi en iyi siz tanırsınız. Hoşlandığı şeyleri görmesini sağlayın ve o gün onun günü olsun.

"Onun için yeterince iyi olmalıyım" düşüncesinden kurtulun
Erkekler yeni şeyler denemekten hoşlanır. Yani sevgiliniz ya da eşiniz yatakta yeni şeyler istediğinde bunun anlamı "yatakta yeni şeyler denemek" istiyordur. Çocu kadın bundan ne anlam çıkarır? Onu istediğini vermek yerine peşine dedektif takar ve kendisinden neden soğuduğunu anlamaya çalışır. Erkek bunu söylediğinde genel olarak sizinle seks yapmaktan artık zevk almadığı sonucunu da çıkarmanız yüksek ihtimal. "Bana sahipken neden diğer fantazileri ve yeniliklere ihtiyaç duyuyor" diye de düşünebilirsiniz. Her iki tepkiyle de sıkça karşılaşılır. Ona eleştirel bir bakışla yaklaşmayın, her öğlen hamburger yemek yerine sizden farklı bir yemek istedi sadece.. İnsanların farklılıklara ve çeşitliliğe ihtiyacı vardır. Kendinizden itmek ve yargılamak yerine onu kucaklayın.

Hayır, şişman görünmeyeceksin..
Partneriniz dantelli ve vücudunuzu saran iç çamaşırları ile gecelikler giymenizi mi istiyor? Kadınlar bu tür şeyleri şişman göstereceği ya da itici görünecekleri korkusuyla giymek istemez. Gerçekte çoğu kadın bu kıyafetleri yatakça çok fazla macera istemedikleri için giymek istemez. Erkekler ise bu tür şeyleri iç gıcıklayıcı ve seksi bulur. Sizi isteyen bir erkek asla ne kadar şişman ya da itici göründüğünüzü düşünmez.

Yeni araştırmalar yapın..
Partnerinizin vücuduna her seferinde yeni yerler keşfedercesine dokunun.. Biraz hassas bir konu olsa da size olumlu bir reaksiyon vereceği kesin.

Yatak dışında yerler deneyin..
Daha önce de yatak odasında seks yapmanın sıkıcı olduğunu defalarca duydunuz.. Peki o zaman neden hala orada seks yapmaya devam ediyorsunuz. Yatak odanız dışında seks yapmaktan hoşlanacağınız yerler olabilir. Katıldığınız bir partide banyoda ya da uçakta hızlı seks yapabilirsiniz. Onun ailesinin mutfağında ona tutkulu bir öpücük verebilirsiniz. Evinizin diğer odalarında ona aniden arılarak sevişmeyi başlatabilirsiniz. Bunları ve yenilerini deneyerek seks yaşamınızı hareketlendirebilirsiniz.

25 Mayıs 2008 Pazar

Bebekleri zengin etti

Gösteri dünyasında bir kez ün kazandıktan sonra deyim yerindeyse bütün kapılar ardına kadar açılıyor. Belli bir noktayı aştıktan sonra da yaptığınız her şey olay oluyor ve attığınız adımdan bile para kazanır hale geliyorsunuz. Bunun son örneği de özellikle bu yıl birbiri ardına bebek sahibi olan ünlüler. Dergilerin daha hamilelik haberleri duyulur duyulmaz peşlerinde koştuğu bu ünlüler dünyaya getirdikleri bebeklerinin fotoğraf haklarını milyon dolarlar karşılığında dergilere satıp servet kazanıyorlar. Bazıları kazandıkları parayı yardım kuruluşlarına bağışlıyor bazıları da kişisel hesaplarına ekliyor.

21 Mayıs 2008 Çarşamba

Bebeğim Neden Ağlıyor

Bebekler hiçbir neden olmadan boşu boşuna ağlamaz. Mutsuz olduklarında ya da bir şey gerçekten canlarını sıktığında size haber vermek ve yardımınızı almak için ağlar.

Bebekler ağlamaya başladı mı anne - babalar ne yapacaklarını şaşırır. Hele de o, ilk bebekleri ise daha çok panikler. Uzman Psikolog Sinem Olcay “Bebeğim neden ağlıyor” sorusunun yanıtını veriyor.
Yeni doğan bebeklerin çok ağlamasının bir sebebi var mıdır?

Bebekler sıkıntı veren her durumda teselli bulmak için yardım aramaya programlanmıştır. Bebeğinizin ağlaması, beyni henüz yeterince gelişmediği için tek başına başa çıkamadığı yoğun duygular ve korku veren bedensel hisler için yardım istemesi anlamına gelir. Bebekler hiçbir neden olmadan boşu boşuna ağlamaz. Mutsuz olduklarında, bir şey gerçekten canlarını sıktığında size haber vermek ve sizin yardımınızı almak için ağlar.

Tüm bebekler arasında doğduğunda en olgunlaşmamış durumda olan insan yavrusudur. Aslında bebeklerin gebelik süresini anne karnının dışında tamamladığını söyleyebiliriz. Freud’un insan yavrusu için “dünyaya tamamlanmamış olarak gelir” demesi doğrudur. Yeni doğmuş bir bebeği dışarıdaki bir cenin gibi düşünebiliriz. İşte bu nedenle yani doğduklarında yeterince olgunlaşmış olmadıkları için bebekler çok hassastır.
Bebeklerin ağlamasına en çok ne sebep olur?

Bebekler hem fiziksel hem de duygusal pek çok nedenden ötürü ağlayabilir. Bir bebek, yorgun ya da aç olduğu ya da başka bir dış etken yüzünden fazla uyarıldığı için ağlayabilir.
Annelerin ağlamanın ne anlama geldiğini anlama şansı var mıdır?

İlk başlarda ağlamanın ne anlama geldiğini çözmek zor olabilir ama zamanla ağlamaları çok daha doğru bir şekilde okumayı öğreneceksiniz. Örneğin; zamanla açlık ağlamasını yorgunluk ağlamasından ayırt etmeye başlayacaksınız. Bazen ise ağlamanın nedenini kesinlikle bilemeyeceksiniz. Ama bunun bir önemi yok. Önemli olan bebeğin paniğini ve acısını ciddiye almanız ve sakinleşmesi için ona yardımcı olmanızdır.
Bebekler en çok ne zaman ağlar?

Ağlama, bebek 3-6 haftalık olduğunda en yüksek seviyededir. Bebek, 12-16 haftalık olduğunda ise azalır. Bunun nedeni bu dönemde bebeklerin hareket kabiliyetinin yükselmesi, bir şeyleri tutup onlarla oyun oynayabilmeleri dolayısıyla artık daha az sıkılma ve engellenme yaşıyor olmasıdır. Daha büyük bebekler ve 3-4 yaşına kadar çocuklar, açlık, soğuk, yorgunluk, hastalık gibi sebepler yüzünden ağlamaya devam eder. Bunun yanında, ağlamaya neden olan yeni hisler eklenmiştir.

Ebeveynden ayrılma korkusunun yarattığı panik yüzünden ağlayabilir. Büyüdükçe hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları şeyler; onları korkutan ya da huzursuz eden şeyler netleşir ve her biri bir ağlama nedeni olabilir. Konuşamayan bir çocuk için ağlama genelde “hayır” anlamına gelir. “Hayır bir başkasının kucağına gitmek istemiyorum”, “Hayır bu tulumu giydirmenden hoşlanmıyorum” gibi.
Bebek ağladığında ne yapmak gerekir?

Bebeklere her ağladığında müdahale etmek, sakinleşmeleri için yardımcı olmak gerekir. Ağlamasına uzun süre cevap verilmeyen bebekler aşırı duyarlı bir stres algılama sistemi geliştirebilirler.

Bebeğinizin kendi kendine sakinleşmesini beklemenizin hem beyin hem beden gelişimi bakımından olumsuz etkileri olabilir. Bir bebek, ağlamayla kaybettiği kontrolünü kendisi sağlayamaz, bunu sadece siz yapabilirsiniz. O nedenle bebeklerin her ağlamasına tutarlı şekilde cevap vermek gerekir.

Araştırma ve gözlemler göstermekte ki ağlamalarına cevap verilen bebekler ilerleyen zamanda daha az ağlayan, daha mutlu ve daha kolay sakinleştirilebilen çocuklar oluyor.

Gençlere cilt bakımı önerileri

Genç yaşlarda cilt bakımının önemi adet dönemiyle başlar. Zira hormonal değişimle beraber cildin yapısı değişime uğrar. Bu hormonal değişim sonucu ciltte bir dizi problemler başlar. Örneğin sivilcelenme, akne, siyah nokta, aşırı kuruluk veya aşırı yağlanma gibi.

Bu yaşların başlaması ile birlikte düzenli bir cilt bakımı ve kozmetik malzemelerin kullanımı çok önemlidir. Böylece ileride oluşabilecek sorunların şimdiden giderilmesi sağlanır, cildin pürüzsüz ve zinde kalması garantilenir.
Gençlerin uyması gereken öneriler:

1. Sabun kullanma alışkanlığını bırakmak gerekir. Zira dünyanın en iyi sabunu bile olsa sabunun kurutucu etkisi vardır ve kurutması cildin dıştan gelen tehlikeli mikroplara karşı savunmasız kalmasına neden olur.

2. Sabun yerine temizleme sütü ve toniği bu yaş grubu için en idealidir. Çoğu genç kız alışkanlık ve yanlış bilgilendirme sonucu temizleme sütü yerine tonik kullanmaktadır. Temizleme sütleri üst deride ve bir alt katmanda birikmiş kirlerin, deri yolu ile atılmış ifrazatların gidermesini sağlar. Bunu cildi tahriş etmeden yapar. Tonik ise sütün kalıntılarını alır, gözeneklerin tekrar büzülmesini ve derinin bir sonraki işleme (krem sürmeye) hazır ve emici olmasını sağlar. Temizleme etkisi süt gibi değildir.

3. Sabah ve akşam nemlendirici kullanılması önerilir. Derinin siyah nokta yapma alışkanlığı varsa ve gözenekleri büyük ise gözenek sıkışaştırıcı kullanılması tavsiye edilir.

4. Haftada bir derin temizleme ve peeling yapılmalı. Böylece ciltte aşırı ölü hücre ve kirin birikmesi engellenir, cilt nefes alır. Eğer cilt aşırı yağlı ise haftada iki defa peeling yapılması önerilir.

5. Akneli ve sivilceli deriler ise özel bir itina ile temizlenip tedavi edilmelidir. Kesinlikle ihmal edilmemeli. İlk devrelerinde müdahale şarttır. Öncelikle sivilcelenmenin gerçek nedeni tespit edilmeli ve tedavi buna göre yapılmalıdır. Çoğunlukla ana nedenler cildin mikrop alması, yanlış beslenme, hormonal dengesizlikler, yemek alerjisi, güneş alerjisi, ciltteki faydalı vitaminlerinin eksilmesi ve strestir. Bu nedenler çoğunlukla kombine halinde veya tek başına olabilir, ama genelde bazıları direkt sebep iken diğerleri uyarıcıdır.

Akne ve sivilce erkeklerde de aynı nedenlere bağlı olarak oluşur.
Genç yaşlarda uyulması gereken hususlar:

1. Sabun ve uyarıcı cins kozmetik malzemeleri kullanılmamalı. Traş losyonu da dahil. Bunların yerine temizleme jelleri veya kremleri kullanılmalı.

2. Sivilcelenme sorunu meydana geldiği andan itibaren dikkatle tedavi edilmeli. Aksi takdirde fark edilmeden çoğalacak ve iyileştirilmesi zorlaşacaktır. Bunun için kesinlikle uzman bir kişinin önerisine dikkatlice uyulmalı.

3. Bugünün teknolojisi kozmetik ve dermotolojik alanda kesin sonuç veren tedaviler sunmaktadir. En son teknoloji aha asiti “alfa hidroksi asit” ve glikolik asit tedavileri yapılmaktadır. Uzman bir kişi tarafından bu tedaviler sürdürülmeli ve evde aynı hafifletilmiş malzemelerle devam edilmeli.

4. Beslenme dışardan yapılan tedaviler kadar önemlidir. Belirli vitamin, mineral ve oligo elementlerle takviye şarttır. Bu iş için hem iyi bir diyet, hem de bitkisel olarak hazırlanmış ilaçlar kullanılması tavsiye edilir.

5. Deri ufak tefek sorunlar (örneğin sivilce, siyah nokta veya yağlanma) yapıyorsa el sürmemeye özen gösterilmeli. Unutulmaması gerekir ki bu yaşlarda derinize yapılabilecek doğru veya yanlış tedaviler ileride cildinizi pürüzsüz ve canlı kalmasının başlıca temelidir. Çoğunlukla gençlerde bu tür sorunlara müdahaleleri yanlıştır.

Sürekli siyah nokta ve sivilce sıkılmaya gidilir ve üzerine kapatıcı malzeme kullanılır. İşte bu işlem derinin yıpranmasına neden olur. Siyah noktalar bile çok özel maskeler ile tahriş yaratmadan temizlenebilir. Halbuki sıkma metodu ile hücrenin yapısı tekrar düzelmeyecek şekilde bozulabilir ve ileride lekeli ve açık gözenekli kalmasına neden olur. Özellikle bu tür sorunlar sıkma metodu ile tedavi edildiğinde güneşin ve kimyasal değişimlere maruz kalması ile deride pigment ve leke atar ve lekeler kalıcılaşır.

6. Yağlı derilerde genelde riboflavin b2 vitaminin eksikliği ile meydana gelebilir. Onun için bol bol süt tüketilmeli, karaciğer kullanılmalıdır. Ayrıca kimi durumlarda hayvansal gıda alerji etkisi yaratabilir. Bu tespit edilirse, en az 1 ay kırmızı et yenilmemeli.

7. Sokağa çıkıldığında nemlendirici kullanmak gerekir. Zira bugünün hava şartları koruyucu malzmelerin kullanılmasını gerektirmektedir (kir, sigara, egsoz dumanı vs). Sabah akşam yüzü temizlemek şarttır. Genç kızlarda yanlış ve ucuz kozmetik ürünleri bu tür sorunların oluşmasına yol açmaktadır.

Sigara İçenler İçin Cilt Bakımı Önerileri

Sigara cildimizin kara sarı bir görünüm almasına neden olur. Bunu engellemek için;

Yatmadan önce 1 armutun suyunu sıkıp yüzünüze iyice yedirin. Bu cildinizin normal cilt rengini almasına yardımcı olur.

Kestane balı çiğerlerinizin ve nefes yolarınızın temizlenmesine yardımcı olur.

Olgun yarım avokadoyu, 2 tatlı kaşığı bal ve yarım limon karıştırın. Ve yüzünüze uygulayın. 1 saat bekletin. Özellikle göz çevresine uygulayın. Sigaranın etkisiyle oluşan kırışıklıkların oluşmasını engeller.

Ebru Şallı Cildi İçin Çimen Suyu İçiyor

Cildiniz İçin Bol Bol Çimen Suyu İçin

Cilt İçin ÇimenBol bol çimen suyu içtiğini ve formunu yağsız sebze yemeklerine borçlu olduğunu söyleyen Şallı, "Çimen suyu çok faydalı. Ancak bu çimenler sanıldığı gibi sokakta büyüyen çimenlerden değil. İnsanlar bilmedikleri otlardan kesinlikle uzak durmalı" dedi.

100'den fazla vitamin ve enzim içeren çimen suyu, taze çimenden sıkılıyor. 57 gramlık bardağın fiyatı 2.5 dolar… Amerikalılar son dönemde nar, havuç ya da portakal suyuna değil, "çimen suyu"na rağbet etmeye başladı. Ülkede moda haline gelen "çimen suyu", büfelerde taze taze sıkılıyor ve 57 gramlık küçük kaplarda servis ediliyor. 2 kilo 250 gramlık sebzeden alınabilecek vitamin ve minerallere denk gelen bu içeceğin bardağı 2.5 dolardan satılıyor.
Çimen Suyu İçinde 100`den Fazla Vitamin ve Enzim Barındırır

İçinde 100`den fazla vitamin ve enzim barındıran ve özel yetiştirilmiş çimlerden elde edilen `çimen suyu`, kanı yenileme özelliğiyle dikkat çekiyor. Tadı pek de hoş olmadığı için genelde tek yudumda içilen ve ağız tadını düzeltmek için peşinden bir dilim portakal yenen bu ilginç içecek hakkında 10`dan fazla kitap yazıldı. Özel tohumları olan bu çimen , yine özel olarak yetiştiriliyor.

1 hafta içinde büyüyen çimenin besleyici unsurlarından tam olarak faydalanabilmek için mutlaka suyunun içilmesi gerekiyor; çünkü örneğin salataya karıştırarak yendiğinde herhangi bir faydası görülmüyor . Uzmanlar günde 57 gram çimen suyunun insan vücudu için yeterli olacağını; alıştıktan sonra ise bunun en fazla 114 grama kadar çıkarılabileceğini belirtiyor. YÜZDE 70 ORANINDA KLOROFİL İÇERİYOR
Çimen Suyu K, E, C, A, B, B12 , B9 , B8 , B6 , B3 , B2 ve B1 Gibi Vitaminler İçerir

K, E, C, A, B, B12 , B9 , B8 , B6 , B3 , B2 ve B1 gibi vitaminler içeren `çimen suyu`nun içindeki mineraller de bir o kadar fazla: Bakır, demir, magnezyum, potasyum, manganez, iyot, kalsiyum, fosfor, selenyum, sülfür, bakır, çinko sodyum, bor , krom, kobalt ve molibden. Çimen suyu yüzde 70 oranında klorofilden oluşuyor. Klorofil ise ışığın `ilk ürünü` olduğu için diğer bütün elementlerden daha fazla ışık enerjisi içeriyor. Tanınmış beslenme uzmanı Bernard Jensen , çimen suyunun sindirilmesinin sadece birkaç dakika aldığını ve bu süreçte çok az vücut enerjisi tüketildiğini belirtiyor. FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR
Çimen suyunun faydalarından bazıları ise şöyle:

- Kanı temizleyip kan dolaşımını düzenler
- Hemoglobin üretimini artırır
- Diş çürümelerini önler
- Ağızda 5 dakika tutulursa diş ağrılarını keser , dişetlerini temizler
- Yaraların çabuk iyileşmesini sağlar
- Toksik ve kanserojen maddeleri nötralize eder
- Karaciğeri temizler
- Kan şekerini düzenler
- Saçların aklaşmasını engeller
- Sindirim sistemini düzenler
- AIDS `in önlenmesine yardımcı olur
- Vücuttaki ilaç artıklarını temizler
- Kötü bakteri oluşumunu engeller
- Vücuttan ağır metalleri temizler
- Cildi yeniler
- Seks hormonlarını düzenler
- Tansiyonu düşürür

Cilt Bakımı İçin Şifalı Bitkiler

Pek çok ev yapımı kozmetiğin etken maddeleri bitkisel kökenlidir. Bu bitkilerin çok önemli bir bölümü yüzyıllardır kendilerini çok yönlü olarak kanıtlamışlardır. Ayrıca son elli yıl içinde bitkiler üzerinde yapılan bilimsel araştırmaların sonuçları da fevkalade olumlu çıkmıştır. Aşağıda tanıtılan bitkiler, güzellik ve cilt bakımına en uygun olanlardır:
Atkuyruğu:

Bitki, içerdiği bol miktarda silisik asit sayesinde, cilde yeni bir esneklik kazandırır. İrin toplayan sivilcelerin tedavisinde kullanılabilecek çok etkili bir dezenfekte ilacıdır.
Aynısafa çiçeği:

Cildi temizler ve kendini yenilemesini destekler (regenerasyon). İltihaplanmaları önler ve yaraların iyileşmesini çabuklaştırır. Aynısafa merhemi de yaraların iyileşmesinde önemli rol oynar.
Sarı kantaron:

Yatıştırıcıdır. Özellikle kuru ve çatlak cildi rahatlatır ve iyileşmeyi hızlandırır.
Ceviz yaprağı:

Yağlı ve temiz olmayan ciltlerde ve yağlı saçlarda kullanılabilir.
Ebegümeci:

Basit yaraların çabuk iyileşmesini sağlar. Deriyi düzgünleştirir ve kuru deriye kadife yumuşaklığı kazandırır.
Civanperçemi:

İltihaplanmaları önler, krampları çözer ve dezenfekte eder. Özellikle sağlıksız ve iltihaplı deride başarıyla kullanılabilir.
Gülyağı ve gülsuyu:

Deriye canlılık kazandırır ve gerginleştirir.
Ihlamur:

Deri dokusunu güçlendirir ve yeni hücre oluşumunu destekler, kuru ve duyarlı deriler için uygundur.
Isırganotu:

Derinin kan dolaşımını hızlandırır. Yağlı saçlara ve kepeğe karşı kullanılabilir.
Kekik:

Dezenfekte gücü çok yüksektir. Özellikle sağlıksız ve iltihaplanmaya yatkın deri için önerilir.
Oğulotu(Melisa):

Limon okulu bu bitki, sinir sisteminin yanı sıra deriyi de genel anlamda yatıştırır.
Mayıs papatyası:

Bu klasik güzellik bitkisi, iltihaplanmayı önleyici ve yatıştırıcı etkileri ile özellikle problemli ve duyarlı deriler için çok önemlidir.

Gebelikte Risk Faktörleri

RİSK FAKTÖRÜ NEDİR?

Gebelikte başlayan ve doğum eyleminden lohusalık döneminin bitimine kadar olan dönemde anne adayının kendisini ya da bebeğini ilgilendiren muhtemel normaldışı durumların ortaya çıkma olasılığı her anne adayı için eşit değildir.

Gebelikte anne adayının kendisiyle ve/veya bebeğiyle ilgili normaldışı durumların ortaya çıkma olasılığını artıran faktörlere GEBELİKTE RİSK FAKTÖRLERİ adı verilir.

Örnek 1: 35 yaşından daha ileri yaştaki bir anne adayının kromozomal anomalili (Down sendromu gibi) bebek doğurma riski artmıştır. Bu bağlamda "ileri yaş", kromozom anomalisi olan bir bebek doğurma açısından mutlak bir risk faktörüdür.

İleri anne yaşı diğer bazı normal dışı durumların ortaya çıkması açısından da risk faktörüdür. Burada tek örnek olarak kromozom anomalisi verilmiştir.

Örnek 2: Gebelik öncesinde tanısı konmuş diyabeti olan bir anne adayının bebeğinde anomali ortaya çıkma olasılığı ve kendisinde de preeklampsi gelişme olasılığı bu hastalığı olmayan bir anne adayına göre belirgin bir şekilde artmıştır. Bu bağlamda "gebelikte diyabet" anomalili bir bebek doğurma ve preeklampsi gelişimi açısından istatistiksel olarak mutlak bir risk faktörüdür.

Gebelikte diyabet diğer bazı durumların ortaya çıkması açısından da risk faktörüdür. Burada örnek olarak anomalili doğum ve preeklampsi gelişimi verilmiştir.


Yaşanmakta olan ya da yaşanacak bir gebeliğe ait risk faktörlerinin büyük bir kısmı anamnez (doktor tarafından yapılan sorgulama) esnasında ortaya çıkarılabilir.

Risk faktörleri gebeliğin başından beri sabit bazı faktörler olabilir (ileri anne yaşı, ya da daha önce ölü doğum yapmış olmak gibi), gebeliğin erken dönemlerinde ortaya çıkarılabilir (tanısı konamamış hipertansiyon, erken dönemde geçirilen kanamalar gibi), ya da gebeliğin ileri dönemlerinde ortaya çıkarılabilir (gebeliğe bağlı hipertansiyon, intrauterin gelişme geriliği gibi).

Risk faktörlerinin gebe kalınmadan önceki dönemde belirlenmesi, önlem alınması açısından en iyi sonuç verir. Zira risk faktörlerinin önemli bir kısmı kontrol edilebilir (sigarayı bırakmak, anemi (kansızlık) tedavisi görmek, kronik hipertansiyon ya da diyabetin kontrol altına alınması gibi).

Kontrol edilemeyen risk faktörleri için ise daha sık doktor kontrolleri yapılarak henüz risk gerçekleşmeden önlem alınmaya çalışılabilir (daha önceden ölü doğum yapmış bir anne adayının bebeğinin iyilik durumunun sık olarak değerlendirilmesi ve gerektiği durumlarda müdahale edilmesi gibi)

Gebeliğinizde sorgulamayla ya da muayeneyle saptanmış belli bir risk faktörünün olması, o riskin gerçekleşeceği anlamını taşımaz, yalnızca riskin yükseldiğini gösterir. Benzer bir şekilde risk faktörü olmaması, gebeliğinizin tümüyle sorunsuz seyredeceği anlamını taşımaz, ancak gebeliğinizin sorunsuz seyretme olasılığının yüksek olduğunu gösterir.

Gebelik Testleri


Hamile olup olmadığınızı en erken anlamanın yolu gebelik testi yaptırmaktır.

4 günlük döllenmiş yumurta, insan koryon gonadotropini (hCG) denilen bir hormon salgılamaya başlar. Bu hormon vücut suyunda vücudun dokularına yayılır. Başlangıçta kanda bulunabilir, kısa bir süre sonra ise idrarda teşhis edilebilir.

Gebelik testlerinin çoğu, kan örneğinden daha kolay alınan idrar örneği ile yapılır.

hCG nin varlığını tespit etmek için birçok idrar tahlili tipi kullanılır. Çoğu, hCG ile bir hCG antikoru arasındaki bir reaksiyona dayanır. İlk reaksiyonun gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek için ikinci bir reaksiyona ihtiyaç vardır. Bu genellikle bir renk değişimidir.

Bazı kadınlar evde yapılan gebelik testlerini kullanmaktadırlar. Bu test paketleri çoğu eczaneden alınabilir. Çoğu, bir test tübünde idrarla karıştırılan bir solüsyon içerir. Belirli bir süre teste göre değişmek üzere birkaç dakikadan birkaç saate kadar geçtikten sonra, hamileyseniz koyu bir halka oluşur. Bazı markalarda, bir renk değişimi gebeliği belirtir.

Gebelik testini evde yapmaya karar verdiyseniz, talimatları dikkatle izleyin. Ayrıca ister evde ister laborutuvarda yapılsın, günün ilk idrarını kullanırsanız gebelik testi daha doğru olur.

İdrar testlerinin doğruluğu:

Doğrulukları, karmaşık olabilecek talimatları ne kadar iyi izlediğinize çok bağlıdır. İlk kez kullananların ya da deneyimsiz kullanıcıların doğru bir test sonucuna ulaşmaları daha küçük bir olasılıktır ve hiçbir test kusursuz değildir. Ayrıca gebelik testleri, özellikle gebeliğin ilk günlerinde uygulandıklarında, hamile olduğunuz halde olmadığınızı gösterebilirler. Bunun nedeni, gebeliğin ilk zamanlarında hCG düzeylerinin düşük olması ve teşhis edilememesidir. Bu nedenle, herhangi bir gebelik testinin negatif sonuçları, pozitif bir sonuçtan daha az güvenilirdir.

Evde yapılan gebelik testleri tarama testleri olarak kabul edilmelidir. Test sonucu negatifse ama gebelik belirtileri gösteriyorsanız, doktorunuza başvurun. Sonuç pozitifse, onaylaması ve doğum öncesi bakım için doktorunuza gidin.

Hamileyseniz ve adetiniz 4 ila 7 gün geciktiyse, bir klinikte ya da doktorunuzun muayenesinde yapılan idrar testinin sonuçları dörtte üç oranında pozitiftir. Adetiniz 2 hafta geciktiyse, doğruluk oranı yüzde i00e yaklaşır. Evde yapılan gebelik testlerinin sonuçları, adetin gecikmesinden 10 gün sonra yapıldıklarında yüzde 95 oranında doğrudur.

İdrara dayalı gebelik testleri en sık olarak kullanılmaktadır, ama bazı durumlarda, daha kesin olduğu ve hamileliği daha erken teşhis edebildiği için bir kan testi de uygulanabilir. Dış gebelik yumurtanın fallop tüpünde ya da rahim dışında bir yerde gelişmeye başladığı gebelik durumunda, idrara dayalı gebelik testlerinin negatif sonuçlarına karşın, kadında tüm gebelik belirtileri görülebilir. Bunun nedeni, yumurta rahimde olmadığı zaman HCG düzeylerinin yüksek olmamasıdır. Ancak kan testi daha hassastır ve gebeliği teşhis edebilir. Dış gebelik potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir durum olduğu için, bu bilgi annenin hayatının kurtulmasına yardımcı olabilir.

Gebelik Testleri

Hamile olup olmadığınızı en erken anlamanın yolu gebelik testi yaptırmaktır.

4 günlük döllenmiş yumurta, insan koryon gonadotropini (hCG) denilen bir hormon salgılamaya başlar. Bu hormon vücut suyunda vücudun dokularına yayılır. Başlangıçta kanda bulunabilir, kısa bir süre sonra ise idrarda teşhis edilebilir.

Gebelik testlerinin çoğu, kan örneğinden daha kolay alınan idrar örneği ile yapılır.

hCG nin varlığını tespit etmek için birçok idrar tahlili tipi kullanılır. Çoğu, hCG ile bir hCG antikoru arasındaki bir reaksiyona dayanır. İlk reaksiyonun gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek için ikinci bir reaksiyona ihtiyaç vardır. Bu genellikle bir renk değişimidir.

Bazı kadınlar evde yapılan gebelik testlerini kullanmaktadırlar. Bu test paketleri çoğu eczaneden alınabilir. Çoğu, bir test tübünde idrarla karıştırılan bir solüsyon içerir. Belirli bir süre teste göre değişmek üzere birkaç dakikadan birkaç saate kadar geçtikten sonra, hamileyseniz koyu bir halka oluşur. Bazı markalarda, bir renk değişimi gebeliği belirtir.

Gebelik testini evde yapmaya karar verdiyseniz, talimatları dikkatle izleyin. Ayrıca ister evde ister laborutuvarda yapılsın, günün ilk idrarını kullanırsanız gebelik testi daha doğru olur.

İdrar testlerinin doğruluğu:

Doğrulukları, karmaşık olabilecek talimatları ne kadar iyi izlediğinize çok bağlıdır. İlk kez kullananların ya da deneyimsiz kullanıcıların doğru bir test sonucuna ulaşmaları daha küçük bir olasılıktır ve hiçbir test kusursuz değildir. Ayrıca gebelik testleri, özellikle gebeliğin ilk günlerinde uygulandıklarında, hamile olduğunuz halde olmadığınızı gösterebilirler. Bunun nedeni, gebeliğin ilk zamanlarında hCG düzeylerinin düşük olması ve teşhis edilememesidir. Bu nedenle, herhangi bir gebelik testinin negatif sonuçları, pozitif bir sonuçtan daha az güvenilirdir.

Evde yapılan gebelik testleri tarama testleri olarak kabul edilmelidir. Test sonucu negatifse ama gebelik belirtileri gösteriyorsanız, doktorunuza başvurun. Sonuç pozitifse, onaylaması ve doğum öncesi bakım için doktorunuza gidin.

Hamileyseniz ve adetiniz 4 ila 7 gün geciktiyse, bir klinikte ya da doktorunuzun muayenesinde yapılan idrar testinin sonuçları dörtte üç oranında pozitiftir. Adetiniz 2 hafta geciktiyse, doğruluk oranı yüzde i00e yaklaşır. Evde yapılan gebelik testlerinin sonuçları, adetin gecikmesinden 10 gün sonra yapıldıklarında yüzde 95 oranında doğrudur.

İdrara dayalı gebelik testleri en sık olarak kullanılmaktadır, ama bazı durumlarda, daha kesin olduğu ve hamileliği daha erken teşhis edebildiği için bir kan testi de uygulanabilir. Dış gebelik yumurtanın fallop tüpünde ya da rahim dışında bir yerde gelişmeye başladığı gebelik durumunda, idrara dayalı gebelik testlerinin negatif sonuçlarına karşın, kadında tüm gebelik belirtileri görülebilir. Bunun nedeni, yumurta rahimde olmadığı zaman HCG düzeylerinin yüksek olmamasıdır. Ancak kan testi daha hassastır ve gebeliği teşhis edebilir. Dış gebelik potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir durum olduğu için, bu bilgi annenin hayatının kurtulmasına yardımcı olabilir.

Kürtaj


Kürtaj uygulanması


Kürtaj teknikleri


Kürtaj 'ın riskleri nelerdir?


Kürtaj veya kürtaj ile rahim tahliyesi rahim içindeki bir gebeliğin özel yöntemlerle sonlandırılmasıdır. Kadının arzusuyla 10. gebelik haftasına kadar yasal olarak uygulanabilir.


Gebelik haftanızı hesaplayın


Evli kadınlarda kürtaj (yasal tahliye) uygulamasında eşler de müdahaleye rıza vermelidirler.

Evli olmayan ve 18 yaşın üzerinde olan kadınlar kendi isteklerine göre kürtaj yaptırabilirler.






  • "Yasal Tahliye" adından da anlaşılacağı gibi ülkemizde reşit kadınlarımıza tanınmış tümüyle yasal ve çağdaş bir haktır.




  • Kürtaj yalnızca ve ancak Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanınca uygulanır. Yapılan işlem gizli kalır.




  • Ülkemizde düşük ilacı (RU-486) kullanılmamaktadır. Dünyanın çoğu ülkesinde (gelişmiş olan ülkeler dahil) ve bizde tahliye, aşağıda anlatılan vakum tekniği ile uygulanır.




  • Gebelik testiniz ister pozitif ister negatif olsun, asla "söktürücü iğne" gibi yöntemlere kendi kendinize başvurmayın. Bu ilaçların gebelik durumlarında işe yaramaları tıbben mümkün değildir.




"İlk hamilelikte uygulanan kürtaj sonrasında bir daha hamile kalınmaz!!"
BU YALNIZCA HURAFEDİR
Dikkatli ve vakumla uygulanan bir kürtajın kadının genital sistemine zarar vermesi beklenen bir durum değildir.




Gebeliğin tıbben sakıncalı olması durumunda (anneyle ilgili gebeliğin riskli olduğu hastalıklar, bebeğin ileri derecede sakat olduğunun ya da öldüğünün belirlenmesi gibi) bu süre 10 haftayı aşabilir. Bu durumda birden fazla uzman doktorun kurul oluşturarak karar vermeleri gerekir.



Uygulanması

Yasal tahliyeler hem lokal anestezi, hem de genel anestezi altında uygulanabilir. Genel anestezi her ne kadar maliyeti biraz artırsa da, işlemin tümüyle ağrısız seyretmesi açısından çağdaş ve etkili bir yöntemdir.



Kürtaj Tekniği

Gebelik haftası ultrasonla belirlendikten sonra dikkatli bir jinekolojik muayene yapılır. Vajina ve rahim ağzı bakterilerden arındırılmak amacıyla dezenfekte edildikten sonra, rahim ağzını sabitlemek için plastik bir alet vajinadan yerleştirilir ve lokal anestezik madde uygun olarak rahim ağzı içine enjekte edilir, veya genel anestezi için anestezi uzmanı tarafından gerekli işlemler başlatılır.

Daha sonra çok ince plastik kanüller rahim ağzından rahim içine ittirilir. Bazen rahim ağzı sert olabilir ya da gebelik 6. haftanın üzerinde olması nedeniyle daha geniş çaplı plastik kanüller kullanılması gerekebilir. Bu durumda rahim ağzını genişletmek için özel "buji" adı verilen aletler kullanılır. Kanül yerleştirildikten sonra kanüle bir enjektör iliştirilir. Enjektörde oluşan vakum yardımıyla rahmin içi vakumla boşaltılır.

10. haftaya yakın olan gebeliklerde bazen rahim içine metal aletler sokularak rahmin tümüyle boşaltıldığından emin olmak gerekebilir, ancak bu çok ender bir durumdur.

Rahimin içi tümüyle boşaltıldıktan sonra kanül çıkarılır, diğer tüm aletler çıkarılır ve hastanın 10 dakika istirahatı sağlanır.

Tüm bu işlemler 6. gebelik haftasına kadar olan gebeliklerde 5 dakika, 6 ile 10 arası olan gebeliklerde 5-15 dakika sürer. Bu süre Kadın-Doğum uzmanının çalışma süresidir. Genel anestezi uygulandığında hastanın uyuması, işlemin yapılması ve hastanın kendine gelmesine 20-40 dakika eklenmelidir.



Riskler

Yasal sınırlar içinde (10. gebelik haftasına kadar uygulanan kürtaj) oluşması muhtemel riskler büyük oranda işlemi uygulayan Kadın-Doğum uzmanının tecrübesine bağlıdır.





  • Lokal anesteziyle yapılan uygulamalarda işlem esnasında en sık rastlanan sorunlar lokal anestezik maddeye aşırı duyarlılık ve vazovagal senkoptur (uterusun sabitlenmesi amacıyla takılan alet nedeniyle bayılma oluşması). Bu, geçici ve selim bir durumdur. Yaklaşık %1 oranında görülür.




  • İşlemden hemen sonra en sık görülen sorun bulantı ve kusmadır. Bazen bayılma hissi oluşabilir. Bu durum da yaklaşık %1 oranında gözlenir ve hayati tehlike yaratmayan geçici bir durumdur.




  • Bazen rahim ağzı kanülün geçmesine izin vermeyecek şekilde sert olabilir ve işlem yarıda bırakılabilir (görülme oranı: yaklaşık 700'de 1). Tahliye bir hafta sonrasına ertelenir.




  • Gebelik çok erken ise (<5.5 hafta) tahliye başarısız olabilir. Tahliye bir hafta sonrasına ertelenir. Tecrübeli bir Kadın-Doğum uzmanı erken bir gebeliği tahliye etme girişiminde bulunmak yerine belli bir süre bekledikten sonra tahliye etmeyi önerir.




  • Özellikle gebelik büyükse işlem esnasında aşırı kanama olabilir. Yasal sınırlar içinde yapılan tahliyelerde oluşan kanamalar hayati tehlike yaratmaz.




  • Çok ender durumlarda ve çoğunlukla yasal sınırı aşan (10. gebelik haftası sonrası uygulanan) tahliyelerde işlem esnasında rahim delinebilir .




  • Özellikle çok erken gebelik haftalarında uygulanan tahliyelerde işlemden birkaç saat sonra görülen nadir bir sorun da rahim içinde kan birikmesidir (görülme oranı 500'de 1). Hayati bir tehlike yaratmayan bir durumdur ve rahmin içindeki kan boşaltılarak tedavisi sağlanır.




  • Enfeksiyon oluşacaksa bu genellikle işlemden 6-7 gün sonra ortaya çıkar ve kendini ağrı, akıntı, aşırı kanama şeklinde belli eder. Kürtaj sonrası verilen antibiyotikleri düzenli olarak kullanmanız durumunda bu sorun da ender olarak gözlenir.




  • İçeride "parça kalması" durumunda genellikle ilk iki haftada adet esnasındaki kanamadan çok daha fazla kanama görülür ve bu kanama pıhtı şeklinde ve koyu renklidir. Kanamanın ağrılı olması kural değildir. Bazen parça düştüğü gözlenebilir.




  • Geç dönemde görülen en önemli, ancak ender bir sorun işlem esnasında rahim iç tabakasının aşırı hasar görmesi sonucunda oluşan yapışıklıklardır (Asherman sendromu). Kendini kürtajdan 4-5 hafta geçmesine rağmen adet kanamasının olmaması ve ilaç tedavisiyle de kanama oluşturulamaması şeklinde gösterir. Usulüne uygun yasal sınırlar içinde yapılan tahliyelerde ve özellikle de vakumla uygulanan işlemlerde ender olarak gözlenir.




Uyarılar ve tehlike işaretleri

Kürtajdan belli bir süre sonra (genellikle bir hafta sonra) kontrole çağırılacaksınız. Bu kontrol gebeliğin tümüyle sonlandırıldığından, enfeksiyon oluşmadığından, işlem esnasında spiral takılmışsa spiralin uygun konumda olduğunun belirlenmesi açısından çok önemlidir. Bu kontrol ihmal edilmemelidir. Eğer kanama, parça düşürme, aşırı ağrı, ateş gibi durumlar ortaya çıkarsa kontrol günü beklenmemeli ve hemen doktorla irtibata geçilmelidir.



İstenmeyen Gebelik

Belki de bütün kadınların korkusu istenmeyen bir gebeliğe sahip olmaktır. Bunun nedeni genellikle gebelikten koruyucu önlemlerin yeterli olarak alınmaması ve bir istenmeyen gebelik durumunda ne yapılacağını bilmemektir. Sanılanın aksine bu tip sorunlar tamamen çözümsüz değildir.

İstenmeyen gebelik, kadının doğum yapmak istememesi, doğum yapmanın sağlık açısından zararlı olması veya yaşayan çocuk sayısı fazla olan durumlarda görülen gebelik durumlardır. İstenmeyen gebelik olmaması için doğum kontrol yöntemlerini kullanmalısınız. Gebelik olduğu durumlarda ise aşağıda açıklayacağımız yöntemlerle sorun çözülebilir.

Gebelik Tanısı

Doğurgan çağdaki kadınlarda adet gecikmesi olan her durumda gebelikten şüphelenilmelidir. Gebelik tanısı gebeliğe bağlı bulantı, aşerme, göğüslerde hassasiyet gibi özel yakınmalarla veya daha iyisi gebelik testi yaptırılarak konulabilir. Gebelik testleri idrarda gebeliğe özgü hormonlara bakılarak yapılır. Günümüzde bu tip testler oldukça hassastır çoğu zaman adet gecikmesinin ilk günlerinde sonuç veririler. Burada anımsatmamız gereken bir konu bu testlerin bir hastanede veya yetkili bir laboratuarda yaptırmanız gerektiğidir. Ülkemiz koşullarında son zamanlarda sağlık kabinlerinde veya eczanelerde yapılan testlerin güvenilirliği azdır. Gebelik testi sonucunun "negatif" olması gebeliğin olmadığı anlamına gelir. Bu durumda adet gecikmesinin nedeni araştırılması için doktorunuza danışmanız gereklidir. Test sonucu "pozitif" ise korkulan başa gelmiştir ve gebelik var demektir. Bu durumda eşinizle görüşüp gebeliğin geleceği konusunda kesin bir karara varmalısınız. Gebeliğin devamına karar verirseniz gebelik takibi için doktorunuza başvurmalısınız. Bu gebeliği istenmeyen gebelik olarak kabul edip sonlandırılmasını isterseniz yapılacaklar için aşağıdaki bilgileri okumaya devam edin.

Sorunun Çözümü Nasıl Olur?

İstenmeyen gebelik nedeniyle doktorunuza başvurduğunuzda ilk olarak ultrason dahil olmak üzere muayene olacaksınız. Bu muayene sonucunda gebeliğin sorunsuz ve kaç haftalık olduğu anlaşılacaktır. Gebelik haftası son adet tarihinin ilk gününden itibaren hesaplanır. Türkiye'de yasa ile 10 haftaya kadar istenmeyen gebeliklerin yetkili sağlık personeli tarafından sonlandırılmasına izin verilmiştir. Bu şekilde uygun görülen gebeliklerin sonlanmasında en güvenilir ve sağlığa uygun yöntem kürtajdır. Kürtaj gebeliğin cerrahi bir müdahale ile rahim dışına alınmasıdır. Bu yöntemin uygun yapıldığı takdirde kalıcı bir sorun ortaya çıkarması olasılığı çok azdır.

Türkiye'de piyasada bulunan hiçbir ilaç gebelik sonlandırılmasında kullanılamaz. İlaçla düşük olması tıbben kabul edilemez bir durumdur. İlaçla veya kabul edemeyeceğimiz yöntemlerle düşük yaptırılması özellikle kırsal kesimde yaygındır. Bu tip düşük yapılması aşırı kanama ve iltihap nedeni ile çok tehlikelidir. Sonuçta hangi yöntemle düşük olursa olsun yine kürtaj gerekecektir.

Son yıllarda önce Avrupa'da sonra ABD'de kullanılan RU486 adlı ilaç güvenilir olarak düşük yaptırılmasında kullanılmaktadır. Fakat bu ilacın kullanımı bu ülkelerde çok dikkatli biçimde sağlık kuruluşları kontrolü altında yapılmaktadır. Bu ülkelerde hastalar da çok bilinçli olarak denilenlere uymaktadır. Türkiye'de bu ilacın kullanılması özel koşullar nedeniyle iyi tartışılmalıdır.

Kürtaj Nasıl Yapılır?

Hasta muayene masasına yatırılır ve anestezi verilir. Hastaya acı vereceği düşünülen müdahaleler söz konusu ise genel anestezi kullanılmalıdır. Bu tip genel anestezide genellikle ameliyatlarda kullanılan ilaçların hepsi kullanılmaz ve bunların yan etkileri oldukça azdır. Daha önce doğum yapmış kadınlarda bazen lokal anestezi yeterli olabilir. Müdahale genellikle 10 dakika kadar sürer. Özel bir vakumlu enjektörle gebelikle ilgili dokular rahimden dışarı alınır. Gebelik küçük olduğundan bu işlem sorunsuz olarak yapılabilir. Hasta genel anestezi yapılmışsa yaklaşık 15 dakika içinde kendine gelir. Lokal anestezi kullanıldığı durumlarda ise hasta hemen ayağa kalkabilir. Hasta kendini iyi hissettiği anda eve gidebilir. Hasta evde en az 12 saat dinlenmeli ve 15 gün kadar eşiyle birlikte olmamalıdır. Doktorunuz büyük olasılıkla sizi kontrole çağıracaktır, bu kontrolü kesinlikle aksatmayın

16 Günde Cinsiyet Tahmini

Çok yakında, doğacak çocuğun erkek mi, yoksa kız mı olacağı hamileliğin 16. gününde tespit edilebilecek. İsrailli bilim adamları, ceninin beslenmesini sağlayan bir hormonun, ceninin dişi olması durumunda daha fazla salgılandığını saptadı.

Tel Aviv Genetik Enstitüsü'nde yapılan araştırmalarda, gebeliğin 16. gününde, ceninin beslenmesini sağlayan MSHCG hormonunun, ceninin dişi olması durumunda daha fazla salgılandığını saptadı.

MSHCG hormonunun, annenin kan ve idrarında, gebelik veya gebelik olmadığı zamanlarda testle saptanabildiği biliniyor. Bilim adamları, annenin bir kız çocuğuna gebe kaldığı zaman, MSHCG hormonunun 5 defa daha fazla salgılanadığını belirttiler. Daha önce bir başka araştırmada, MSHCG hormonunun, gebeliğin ikinci ve üçüncü ayında, kız çocuğuna hamile kalan annelerde daha fazla salgılandığı saptanmıştı. Bilim adamları, araştırma sonucunun şimdilik bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi için kullanılmaması gerektiğini, bu konuda başka işaretlerin de elde edilmesiyle daha kesin sonuç alınabileceğini kaydettiler.

347 hamile kadın üzerinde yapılan araştırmada, gebeliğin 14-20 günlerinde MSHCG hormonunun 1 veya 3 kez daha fazla salgılandığı belirlendi. Araştırma sonucunda 184 dişi, 163 erkek ceninin meydana geldiği gözlendi. Gebeliğin 3. haftasında MSHCG hormonu yüzde 18.5 daha fazla belirlenen hamile kadınların daha sonra kız çocuğu doğuracakları belirlendi.

Çevre cinsiyeti etkiliyor

ABD'de Michigan State Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, çevresel faktörlerin doğacak çocuğun cinsiyeti üzerinde etkili olabileceğini gösterdi. Journal of Occupational and Environmental Medicine adlı dergide yer alan araştırma raporunda, çevre kirliliğinden etkilenen erkeklerin çocuklarının daha çok erkek olduğu kaydedildi. Araştırmada, kanlarında yüksek oranda PCB (poliklorlu bifeniller) bulunan erkeklerin çocuklarının yüzde 57'sinin erkek olduğu saptandı. PCB, vücuttaki iç salgı bezlerinin çalışmasını engelleyerek, kansere de yol açabiliyor.

Gebelik İsteyenler İçin Cinsellik


İstemelerine rağmen gebelik elde edemeyen çiftlerden bazılarında altta yatan problem uygun zamanda ve yeterli sıklıkta ilişkinin olmaması, ya da uygulanan yanlış yöntemler gibi çok basit nedenler olabilir.

Kadınların herhangi bir ayda gebe kalma olasılıkları %20-25 arasındadır. Çiftler bilgi eksikliği nedeni ile yaptıkları bazı davranışlar yoluyla bu olasılığı azaltabilirler. Kısır olduklarını düşünen bazı çiftlerde alınacak basit tedbirler ve uygulanacak çok kolay yöntemler ile hiçbir tedaviye gerek kalmadan gebelik elde edilebilir.

Uygun zaman

Gebelik isteyen çiftler için cevaplandırılması gereken ilk soru en uygun zamanın ne olduğudur. Düzenli adet gören kadınlarda yumurtlama genelde adet siklusunun 14. gününe denk gelir. (adet kanamasının başladığı günden itibaren 14. gün). Ancak yumurtlama tarihinde sapmalar olabileceği, ve sperm ile yumurta hücresinin kadın vücudu içinde yaşama potansiyeli göz önüne alındığında 9 ile 15. günler arasında gün aşırı cinsel ilişki olması gebelik şansını yükseltir.

İlişkinin her gün önerilmemesinin sebebi erkeğin sperm kalitesini düşürmemektir. Her ilişkiden önce erkeğin en az 48 saat süreyle boşalmaması özellikle sperm sayısı düşük ya da sınırda olan erkekler için yararlıdır. Alınabilecek başka bir önlem de ilişkinin sabah olmasıdır. Boşalmanın olmadığı geceyi takip eden sabah erkeğin sperm düzeyleri en yüksek sayıdadır. Ancak bu ilişkiler yaşanırken "bugün mutlaka ilişkide bulunmamız gerekir" şeklinde stres yaratmak gebelik açısından olumsuz etki gösterir. Bu stresi gidermek için olayı kendi haline bırakmak veya egzersiz, yürüyüş gibi stres giderici faaliyetlerde bulunmak gereklidir. Unutulmamalıdır ki üreme sistemini yöneten bütün hormonlar hem fiziksel hem de ruhsal strese karşı hassastır.

Uygun Şekil

Gebelik için uygun dönem saptandıktan sonra ikinci aşama cinsel birleşmenin şeklidir. Pek çok pozisyon gebelik için uygun ortam yaratmaz. Normal bir ilişki sonrası gebelik oluşabilmesi için spermlerin vajinaya uygun şekilde bırakılması ve vajinanın spermlerin rahim içine doğru ilerleyebilmesi için uygun pozisyonda durması gerekir. Bu şartları sağlayan pozisyonlar erkeğin üstte olduğu, kadın ve erkeğin yana doğru dönük olduğu pozisyonlar ile kadının diz-dirsek pozisyonunda olduğu şekillerdir. Erkeğin üstte olduğu durumda kadının kalçaları altına bir yastık yerleştirerek pelvisini yükseltmesi spermlerin doğru yönde ilerlemelerine yardımcı olur. Diz-dirsek pozisyonu ise özellikle sperm sayısı düşük olan durumlarda ek fayda sağlar. Oturur pozisyonda, kadının üstte olduğu veya ayakta olan cinsel ilişkiler gebelik elde etmek için uygun değildir.

İnsanlarda cinsel ilişkinin amacı büyük ölçüde haz almak olmasına rağmen biyolojik açıdan primer amacı soyun devamını sağlamak yani gebelik elde etmektir. Bu amaç dışında birleşme doğada sadece insanda ve birkaç türde daha olmaktadır. Gebelik elde etmek isteyen çiftler bu nedenle ilişki esnasında bazı etkinliklerden kaçınmalıdırlar. Bunların başında oral seks gelir. Tükürük içinde bulunan birtakım enzimler ve bakteriler spermlerin dölleme kabiliyetini azaltır, hatta spermlerin ölümüne neden olabilir. benzer şekilde anal seks de sperm aktivitesi üzerinde olumsuz etki yaratabileceğinden bu tür ilişkilerden kaçınılmalıdır. Yine benzer mekanizma ile ilişki esnasında kullanılabilen kayganlaştırıcılar da sakıncalıdır. Özellikle petrol bazlı olan vazelin, masaj yağları gibi maddeler kesinlikle kullanılmamalı, mutlaka kayganlaştırıcı kullanılması gerekiyor ise su bazlı olanlar tercih edilmelidir. Gebelik arzulayan çiftlerin su altında veya içinde ilişkide bulunmaları vajen pH'ı bozulacağından sakıncalıdır. Sıcak su da sperm sayısı ve hareketliliğini bozacağından önerilmez.

İlişki sonrası

Eğer ilişki sonrası kadın hemen ayağa kalkarsa fazla miktarda meni dışarıya kaçacaktır. Spermler rahim ağzına ulaşacak yeterli zaman bulamadıkları için bu durum gebelik elde edilmesi açısından önemlidir. Gebe kalmak isteyen bir kadın ilişkiden hemen sonra ayağa kalkıp idrar yapmaya ya da yıkanmaya gitmemelidir. İdeal olan kalçalarının altına bir yastık koyarak 20-30 dakika kadar yatmasıdır. Erkek de meni kaçağını azaltmak için birkaç dakika kadar kendini geri çekmemelidir.

Vajina dışarıdan kullanılan herhangi bir maddeye gereksinim duymadan kendi kendini temizleyebilen ve uygun ortamını yaratan bir organdır. Adet kanaması ve ilişki sonrasında dahi vajina sağlıklı kalabilmek için kendi önlemini alır. (Eğer ilişkiden sonra kötü bir koku duyuluyor ise bu enfeksiyonun belirtisi olabilir ve doktor kontrolü gerekir). Sadece gebelik isteyenlerde değil hiçbir kadında vajinal duş önerilmez. İlişki öncesi yapılan duş vajen pH'ını değiştireceğinden gebelik şansını olumsuz yönde etkiler. Spermin yaşama şansı tehlikeye girer, ilişkiden hemen sonra yapılan duş ise spermleri ortamdan uzaklaştıracağından, şansı azaltır. Ayrıca duş, bakterileri kadın üreme sistemi içinde yukarılara doğru zorlayarak enfeksiyon ve dolayısı ile infertilite şansını arttırır.

Özet





  • Gebe kalmayı planladığız da 3 ay öncesinden korunmayı bırakın




  • Gebe kalmak için en uygun zamanda gün aşırı ilişkide bulunun




  • Gebelik için uygun dönemdeki ilk ilişkiden önce ve iki ilişki arasında erkeğin en az 48 saat boşalmaması gerektiğini unutmayın




  • Sabah erken saatte ilişkide bulunun




  • Kayganlaştırıcı kullanmayın




  • Hiçbir zaman ve asla vajinal duş yapmayın




  • Vajinanın doğal duruşunu sağlayan gebelik için uygun pozisyonları tercih edin




  • Alternatif seks yöntemlerinden uzak durun




  • Su altında ilişkide bulunmayın




  • İlişki sonrası erkek 1-2 dakika geri çekilmemeli, kadın ise 20-30 dakika yatar pozisyonda kalmalıdır.




 

Sample text

Sample Text

Sample Text